Özel tahvillerin önünü açacak üç adım
Özel sektör tahvillerini en son 1994 yılında geride bıraktık. Hazine'nin verdiği yüksek reel faiz, özel sektör tahvillerine ilk darbeyi vurdu. Asıl öldürücü darbeyi indiren ise Hazine bonosunu sıfır stopajla tutarken özel sektör tahviline yüzde 12.3'lük ektsra vergi yükü getirilmesiydi. Yüksek reel faiz ve yüzde 12.3'lük vergi yükü ile kamunun dışlaması sonucu, 1970'li yıllarda başlayarak finans piyasasına giren özel sektör tahvilleri silindi gitti. 1995'ten 2005'e kadar geçen 10 yılda özel sektör tahvilinden piyasalarda eser kalmadı. Şirketler finansman ihtiyaçlarını karşılamak için tahvil ve tahvil benzeri borçlanma senedi çıkartamadı. Şirketler finansman boyutunun bir bacağından eksik kaldı. Hisse senedi ve kamu menkul kıymetleri piyasası da en önemli destekleyicisi özel sektör tahvil piyasasından mahrum kaldı. Derecelendirme kuruluşları gelişemedi, şirketlerde şeffaflık artırılamadı.
İlk adım vergi eşitliği Sermaye piyasasını tek ayak üzerinde kalmaktan kurtaracak, şirketlere yeni alternatifler yaratacak, tasarruf sahiplerine yeni bir araç kazandıracak özel sektör tahvillerinin yeniden hayata geçirilmesinde ilk ve en önemli adım, bütün yatırım araçlarının yüzde 15 stopajla vergilendirilmesi ile atıldı. Yani devlet iç borçlanma senetlerine sıfır stopaj, özel sektör tahvillerine yüzde 10 stopaj 2006 başından itibaren kalkacak. Her iki enstrüman da yüzde 15 stopajla eşitlenmiş olacak. Para, vergi farklılığından dolayı yatırım araçları arasında tercih değişikliğine gitmeyecek. Böylece özel sektör tahvillerinin önündeki vergisel engel ortadan kalkacak.
İkinci adım faiz düşüşü Hazine'nin borçlanma ihtiyacının büyüklüğü nedeniyle faizler üzerindeki yukarı yönlü baskı da giderek azalıyor. Buna paralel olarak reel faizler giderek düşüyor. En son gelinen aşama yüzde 9'luk reel faiz. Devletin Hazinesi'nin verdiği bu oranla özel sektör şirketlerinin rekabet etmesi hiç de kolay değil. En azından özel tahvillerin devlet kağıtlarından daha yüksek reel faiz vadetmesi gerekir ki, tasarruf sahiplerine çekici gelsin. Dolasıyla özel tahvillerin önünün açılabilmesi için, reel faizlerin ve özellikle Hazine faizlerinin biraz daha düşmesi, Türkiye şartlarında uzun vadeli sürdürülebilecek düzey olan yüzde 6-7 civarına gerilemesi gerekiyor.
Üçüncü adım mortgage Yeni yıldan itibaren özel tahvillerin önünü açacak üçüncü adım da mortgage'ın uygulamaya geçmesi olacak. Eğer SPK'nın amaçladığı hukuki altyapı sonbaharda tamamlanırsa mortgage yeni yılda yürürlüğe girecek. Mortgage kredilerinin finansmanında başvurulan en önemli yöntem, bu kredilere dayalı olarak çıkarılacak "ipotek teminatlı tahviller." Bu yeni tahviller, Türk özel sektör tahvil piyasasına yeni bir ivme katabilir. Çünkü bu tahvillerin ana para ve faiz ödemesinde geri ödeme sorunu yok. Hatta kriz sırasında da en az etkilenen enstrümanlardan biri. Bu nedenle de Avrupa'da çok tercih ediliyor. 2004 yılı ihraçlarının 125 milyar Euro, stokunun ise 1 trilyon Euro olduğu belirtiliyor. Yeni yılda vergi engelinden kurtulan, faiz yönüyle Hazine kağıtlarıyla rekabeti daha kuvvetlenen ve üstüne üstlük konut ipoteklerine dayanacak yeni tahvillerin ivme vermesiyle özel sektör tahvilleri hayata ikinci kez merhaba demeye çok yakın.
Sonuç "İnsanlar tavırlarını değiştirerek hayatlarını değiştirebilirler" Norman Vincent Peale
|