Erdemir sadece sanayinin değil borsanın da temel direği
Özelleştirme çerçevesinde kamu payı satışı için ihaleye çıkılan Erdemir sadece bir yönü ile dikkati çekti. Sanayinin ana girdisini üretmesi, yaklaşık 7 milyar dolarlık çelik pazarının yarısını kontrol etmesi, 40 yıldan bu yana kârlı çalışması, bölgesel önemi olması ve satış fiyatının ne olması gerektiği gibi konularla gündeme geldi. Erdemir elbette reel yönü ile ekonomi ve özel sektör için çok önemli. Ama bu yönü Erdemir'in bir yüzü.
Erdemir'in diğer yüzü Erdemir'in diğer yüzünde ise sermaye piyasası veya borsanın temel direği olma gerçeği var. Benim de Erdemir'i tanımam borsada işlem görmesinden dolayı. Şöyle özetlemek mümkün: * Bugüne kadar ekonomiye 25 milyar dolardan fazla kaynak aktaran hisse senedi piyasasının oluşumunda ve bugünlere gelmesinde temel rol oynayan dört şirketten biri Erdemir. Kâr eden, kârını da dağıtan büyük sanayi şirketi olarak uzun dönem hisse senedi piyasasının lokomotifi olmuş bir hisse senedi. İMKB açılmadan önce halka açılmış ve hisse senedi piyasasına öncülük etmiş bir şirket. Üzerinden çok kişi para kazandı, aracı kurum bile kuran çıktı. Yine Erdemir hisseleriyle spekülasyon yapan iki büyük aracı kurumun battığına tanık olduk. Ama asıl katkısını sermayeyi tabana yayarak, hisse senedi kültürünü Batı Karadeniz'e taşıyarak yaptı. Bu piyasaya benzer bir katkıyı Çukurova Elektrik şirketi yapmıştı. * Erdemir'de halka açıklık oranı yüzde 47.6. Bu ölçüde halka açık ve bu büyüklükte başka bir sanayi şirketi de yok. Tüpraş'ın ise halka açıklığı daha düşük ve sermaye piyasasındaki yeri henüz yeni. Yatırımcı dostu bir performansı henüz piyasa tarafından tescil edilmiş, kabul edilmiş değil. Erdemir'in böyle bir önemi var.
Çağrı muafiyeti tamam Şimdi sermaye piyasasının temelini oluşturan birkaç şirketten biri olan Erdemir'deki kamu hisseleri satılırken, sermaye piyasası çifte olumsuzlukla karşı karşıya. Bunlardan biri, şirketin satışla yönetimi değişecek olmasına karşılık, özelleştirme çerçevesinde olduğu için, çağrıdan otomatik muaf tutulması. Yani Erdemir bir kamu şirketi sayılmasaydı bu otomatik mekanizma devreye girmeyecek, SPK da belki de, çağrı muafiyeti tanımayacaktı. Şirketin yönetimini alan grup, aynı fiyattan halka açık hisse senetleri de alacaktı. Belki herkes hissesini satmayacaktı, ama hissedarlar arasında eşitlik korunmuş olacaktı. Dolayısıyla Erdemir'de satış düğmesine basılmadan önce kamu kuruluşları arasında bir eşgüdüm sağlanması, belki de Çağrıda Bulunma Mevzuatı'nın yeniden düzenlenmesi sağlanabilirdi. SPK'nın bu konuda bir çalışma yaptığını biliyoruz.
Altın hisse yolda Erdemir'in satışında sermaye piyasası aheyhine gelişen ikinci durum ise şirketin yönetiminde belli kararları veto edebilecek altın hisse oluşturulmasına doğru gidilmesi. Bu altın hisse, şirketin veya iştiraklerinin kapatılması, birleştirilmesi, kapasitesinin korunması ve belli bir süre istihdamın azaltılmaması konularını kapsayabilecek. Bunun için şirketin ana sözleşmesi değişecek ve hisse senetleri içinde imtiyazlı altın hisse oluşturulacak. Şirketin yönetimi ve hisseleri özelleşirken kamunun şirket kârını etkileme, yönetim kurulu kararlarını kilitleme durumu devam edecek. Hissedarlar arasında imtiyaz oluşturulacak, eşitlik bozulacak. Altın hisse şirketin satış değeri ile borsa değerini de düşürücü etki yapabilecek. Çünkü Erdemir'i alan gerektiğinde istihdamı azaltamayacak, satması gereken iştirak varsa satamayacak. Bu da, kârlılığını düşürücü etki yapabilecek. Şirketin yarı hissesini elinde tutan kamu kesimi bu payını satarken, çağrı muafiyeti ve altın hisse oluşturulmasıyla şirketin diğer yarısına sahip olan sermaye piyasasına sakın zarar vermesin? Özelleştirmeyi başaralım derken belli bir aşamaya getirdiğimiz sermaye piyasasını yıkmayalım.
Sonuç "Yıkmak kolay, yapmak zordur" Türk Atasözü
|