| |
Muhteşem üçlü
CHP lideri Baykal dünyanın en güzel başkentlerinden Lizbon'a gitti. Bugün yapılacak anlamlı bir veda yemeğine katılmak için. Yemek BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne seçilen Sosyalist Enternasyonal Başkanı Antonio Guterres onuruna veriliyor. Baykal; biliyorsunuz, aynı zamanda Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılarından biri. Masada Guterres'in yakın dostu BM Kalkınma Programı'nın yeni Başkanı Kemal Derviş de bulunacak. Dünya Ticaret Örgütü'nün yeni Başkanı Pascal Lamy de. Derviş, Lamy, Guterres... Sağolsun medyamız pek ilgilenemiyor ama uluslararası platformlarda hemen her gün onlardan söz ediliyor. Lakapları: "Muhteşem üçlü." Gezegenimizde daha adil düzenin altyapısını hazırlayacak üçlü... Küreselleşmenin daha kontrollü gelişmesini, bugüne kadar göz ardı edilmiş sosyal yönünün de vicdanlara ve programlara sokulmasını sağlayacak üçlü..
Portekizli ve Fransız Birkaç satırla da olsa Türk kamuoyuna tanıtılmayı hak ettiler. Haydi, Derviş'i iki-üç yazı konusu ettiğimiz için es geçelim. 56 yaşındaki Guterres, Portekiz'de 1974'teki Karanfil Devrimi'nden sonra Sosyalist Parti'ye katıldı. Mühendis kökenli ama usta bir diplomat olarak tanınıyor. Portekiz'de başbakanlık yaptı. 2000'de AB Komisyonu başkanlığına önerildi ama "Bana verilen görevi yerine getirmek zorundayım" diyerek reddetti. Verilen görev? 1999'da Sosyalist Enternasyonal başkanlığına seçilmişti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği için Guterres 7 rakibini geride bıraktı: Fransız Bernard Kouchner (Sınır Tanımayan Doktorlar'ın kurucusu), İtalyan Emma Bonino, İsveçli Hans Dahlgren, Danimarkalı Soren JessenPetersen, Belçikalı Mark Verwilghen ve halen örgütün iki numarası olan Tunuslu Kemal Morcan. AB Komisyonu'nun ticaretten sorumlu eski üyesi 58 yaşındaki Pascal Lamy ise Dünya Ticaret Örgütü başkanlığı için Brezilyalı Seixas Correa, Uruguaylı Carlos Perez del Castillo ve Mauritiuslu Jayen Cuttaree ile çekişti. Güney ülkelerinin tam desteğini sağlayan, ayrıca ABD ve AB'nin de arkasında durduğu Lamy en büyük sıkıntıyı vatanı Fransa'da yaşadı. Onun AB Komisyonu'nda görev yaptığı sırada, "AB'nin tarım sübvansiyonları yoksul ülkeleri açlığa mahkûm ediyor" çıkışını affetmeyen Cumhurbaşkanı Chirac'ın vetosunu aşmak için bayağı ter döktü.
Liberal-sosyal sentez Derviş-Lamy-Guterres üçlüsünün önemi şurada: Dünyanın bu çok stratejik üç kurumunda kendilerinden önce görev yapanlar neo-liberal çizgideydi. Onlar ise liberal-sosyal sentez in müritleri. Liberal-sosyal sentez? Anımsadınız mı? Derviş'in CHP için önerdiği çizgi. Kurultayların birinde uzun bir yazıyla delegelere anlattığı yeni sol politika. Küreselleşmenin liberalizmi ile sosyal demokrasinin asla vazgeçilemeyecek temel ilkelerinin sentezi. CHP'liler "Partimiz Özal çizgisine çekilmek isteniyor" diye püskürtmüşlerdi öneriyi ve Derviş'in aylarını verdiği belgeyi yırtıp atmışlardı. Derviş, CHP'de başaramadığını şimdi dünya ölçeğinde deneyecek. Guterres ve Lamy ile birlikte. Hatta Dünya Bankası'nın başına getirildikten sonra Troçkist gençliğini anımsayan Paul Wolfowitz'in de desteğiyle. Bu üçlüyü veya dörtlüyü iyi izleyin. Özellikle de Derviş'i. Ne olur ne olmaz. Bir bakarsınız, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz çıkarsa, uzlaştırıcı, sentezci bir adaya ihtiyaç duyulabilir...
|