|
|
|
|
|
Bana inanmayın inanılacak bir iş yapmıyorum
|
|
Dikkat Şahan çıkabilir! Gerçi çoktan çıktı bile... Herkesin dilinde o, televizyonu ne zaman açsak o... Üstelik televizyonun düzeniyle, karakterleriyle dalga geçebilecek ve "Televizyon inanılacak bir mecra değil. Bana da inanmayın, inanılacak bir iş yapmıyorum" diyecek kadar da cesur! Bayanlar baylar, karşınızda Şahan Gökbakar....
İri yarı vücudunun üstünde, çocuksu bir yüz ve yemyeşil gözleri var. Çok tatlı... Peki gerçekten komik mi? Bebek Kahve'de geçirdiğimiz üç saate dayanarak söyleyebilirim ki, valla komik! Tam tabiriyle fırlamanın önde gideni, bir yandan da nasılsa pek efendi. Hani annenizin en çok seveceği arkadaşınız modeli. Bir de tavlada karizmamı çizdirmeseydi... Samimi, romantik, tartışmasız çok zeki, centilmen, babalarımızın "Devamlı televizyon izleme çocum aptal olacaksın" tezini çürüten, yükselişi önlenemez, ha bir de iddia ettiğine göre duygusal insan Şahan Gökbakar...
* Şahan çıkarsa n'olur? İşte görüyoruz yavaş yavaş. Biraz çıktım, biraz daha çıkmam lazım değil mi?
* Nereye kadar? Bilmiyorum ben mutlu olduğum sürece, yaptığım iş kendimi tatmin ettiği sürece gideceğim. Beni bayağı mutlu ediyor. Çünkü mevcut televizyon anlayışı içinde benim programımın farklı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Programın içindekiler beni de güldürüyor. Sadece program yapmış olmak için değil, eğlenmek için de yapıyorum.
* Hayattan ne bekliyorsun? Benim babam çok erken yaşta vefat etti. Bence hayattan beklentiye girmek saçma sapan şeylerle sonuçlanabiliyor. O yüzden anı yaşamayı tercih ederim.
TELEVİZYONUN BANA ZARARI YOK
* Başarının bitme korkusu var mı sende? Bitmek nedir ki? Doğduğunda annenden başka kimse seninle ilgilenmiyordu. O yüzden annen hayatta oldukça bitemezsin bence. Beni insanlar ekranda görmek istedikleri sürece ben eğlenirim. Hayatımda temel aldığım tek şey annem ve kardeşim, gerisi şov dünyası...
* Annene çok mu bağlısın? Bağlıyım da, ana kuzusu derecesinde değil. Beni annem hiç mıncıklamadı, hep konuşarak sevmiştir.
* Bu kadar başarılı olacağına inanıyor muydun? Tabii ki. Ömrümün çoğunu düşünmekle geçirdim. Ölüm, hayat, arkadaşlarım, annemin davranışları hakkında hep düşünürdüm. Annem çalışıyordu, biz okuldan dönüp iki çocuk evde televizyon izlerdik.
* Televizyonu nasıl izlersin? İnanmayarak izlerim, o yüzden bana zararı olmuyor. Televizyondaki futbol yorumuna bile inanmıyorum. Zaten televizyon inanılacak bir mecra değil. Bana da inanmayın, inanılacak bir iş yapmıyorum. Kadın programlarındaki acıların, dertlerin bir anlamı yok. Televizyonda paylaşıyorsun bunun neresi inandırıcı.
* Senin favori TV kanalın, TV insanın? Memleketim TV... Hatta oraya 'İstanbul' olarak yorum yapmak istiyorum... Haşmet Babaoğlu, Hıncal Uluç ve Fuat Akdağ'ın 'Doksan Dakika'daki yorumlarını seviyorum. Orada bayağı malzeme var da programıma taşımıyorum...
|
|
|
|
|
|
|
|
|