| |
|
|
Bağımsızlık özgürlüğün anti tezi mi?
SİYASET.
Çarşamba akşamı atv'deki "Beyin Fırtınası"nda Oral Çalışlar, Taha Akyol ve Prof. Halil Berktay'la politikanın güncel sorunlarını tartışırken şu soruyu sordum: -Bağımsızlık, özgürlükle birlikte gelemez mi? Sömürgelikten kurtulup bağımsızlığına kavuşan ülkelerin neredeyse tümünde, halklarına eziyet eden ve muhalefete hayat hakkı tanımayan despotik rejimlerin çıkması adeta kaçınılmaz bir kader. Bunu Sovyet sonrası Orta Asya cumhuriyetlerinde de, Afrika'da da hâlâ görmüyor muyuz? Türkiye bağımsız Cumhuriyet'le demokrasiyi, 1946'da evlendirebildi. 1960'tan sonra yapılan darbelerdeki "Ara rejimler"e rağmen, demokrasi yolunda kararlılıkla devam edildi neticede. Şimdi önümüzdeki AB Projesi'nin en önemli ayakları, temel hak ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğü. Bu süreçte eğer "Bağımsızlık elden gidiyor" gerekçeli tepkilerle bu büyük demokrasi projesini sabote etmeye kalkarsak, demokrasisi ve hukuku eksikli bir "Bağımsız Cumhuriyet"le baş başa kalabiliriz. Suriye de bağımsız değil mi, Saddam Irak'ı da bağımsız değil miydi? Alev Er bu konuyu Gazetem.net'de şöyle özetlemişti: - Yine ve yeni "sosyalist eski tüfekler"imiz var. Bağımsızlık mücadelesi için "asker-sivil aydın zümre"yi yine yanlarına çağırıyorlar: "Avrupa Birliği'ne Hayır." Hangisini seçmeli? "Bağımsızlık" mı, "özgürlük" mü?
|