Euro bazılarına büyük geliyor
Avrupa Birliği büyük bir projeydi. Fikir iki nesil önce ortaya atıldı. Avrupa'da asırlarca süren savaşlara son vermek ve "batı değerleri"ni korumak üzerine kuruldu. Önce ekonomik birlik dendi. Sonra da ortak anayasa ile politik birliğe geçilmesi şeklinde yol haritası çizildi. Başlangıçta her şey iyi gitti. Alınan yol heyecan verici ve gerçekçiydi. Politik kararlılık tamdı. Profesör Mundell'in "optimum para bölgeleri" tezine uygun bir ortam vardı. Euro 2000 yılında parasal birliğin tek parası olarak sisteme sokuldu. Avrupa'da, Roma İmparatorluğu'ndan sonra ilk kez ortak bir para uygulamasına geçiliyordu. Tek para sisteminin bir çok avantajına karşılık, sıkıntı ve zorlukları da vardı. Nitekim ilerleyen yıllarda, ortak para birimi Euro'nun bazı ülkelere "bir-iki numara" büyük geldiği gözlen meye başladı. Bunu iki önemli nedene bağlamak mümkün. Birincisi, Avrupa Merkez BankasıYönetim Kurulu Üyesi Prof. Otmar Issing'in anlatımı ile "Bu tür parasal birlikler esnek mal ve işgücü piyasalarının varlığını gerektiriyordu. Birlik üyelerinin bunu anlamaları ve gereğini yapmaları şarttı". Bu gerçekleşmeyince, başta Fransa olmak üzere hizmet sektöründe kısıtlamalar süregitti. İkincisi ise, parasal birliklerin kaliteli makro ekonomik politika uygulamalarına gereksinimlerinin fazla olmasıydı. Bununla, ekonomide oluşan sorunların üzerine hemen gidebilecek ve çözebilecek esneklikte makro ekonomik politika uygulamalarını kastediyorum. Fiyat istikrarının bozulacağı anlaşıldığında, büyümede sıkıntılar çıkacağı belirtileri gözlendiğinde veya ödemeler dengesinde sorun oluştuğunda elde mevcut ekonomi politikaların süratle kullanılmaları şarttı. Avrupa Birliği ekonomisinde ne yazık ki bu gerçekleşmedi.Politikaların temel hedefi fiyat istikrarı olarak belirlendi. Enflasyonun yıllık % 2 gibi oldukça düşük bir düzeyde gerçekleşmesine birincil öncelik verildi. Bunu garantiye almak için de kamu maliye politikalarına hareket alanı daraltıldı. Bütçe açığının milli gelirin % 3'ü oranını geçmemesi kuralı bu politikaların esnekliğini yok etti. Büyümede gözlenecek mevsimsel dalgalanmalar göz ardı edildi. Örneğin, büyüme oranı son dört yılda çok düşük düzeylerde kaldı. Düşük büyüme oranları vergi gelirlerini azaltarak, % 3'lük bütçe açığı/ milli gelir oranının da gerçekleşmesini de zora soktu. Üye ülkeler bu oranı tutturtmak için büyük çaba sarf ettiler. Bazı da limiti aştı. Bu şartlar altında, maliye politikaları büyümeye yardımcı olmak üzere kamu harcamaları arttırarak iç talebin genişlemesi yoluyla büyümenin arttırılması işlevini yerine getiremedi. Bu soruna, son yıllardaki Euro'nun değerlenmesi sonucu iç talebin daralması eklenince, sıkıntılar daha da büyümeye başladı. Avrupa Birliği'nin ekonomik politikaları, başlangıçta her üye ülkeye aynı elbiseyi giydirip, aynı politikaları ödün vermez bir şekilde uygulatma üzerine inşa edildi. Başarılı olursa alkışlanacaktı. Ama olamadı. Ne yazık ki, bu elbise bazılarına büyük geldi. Büyüme duraksadı, rekabet azaldı, verimlilik düştü. Şimdi, yeni bir herkese uyacak (one size fit all) elbise aranıyor.
|