|
 |
 |
 |
 KKTC ile protokol imzalandı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımsı Abdüllatif Şener, KKTC'nin sadece bugününü inşa etmediklerini, işbirliği halinde geleceğe hazırlamayı da öngördüklerini söyledi. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında Ekonomikve Mali İşbirliği Ek Protokolü, Lefkoşa'da imzalandı..
Sayıştay Toplantı Salonu'nda imzalanan protokole KKTC Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile KKTC Ekonomi Bakanı Derviş Kemal Deniz imza koydu. Protokol, 2003 yılında imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü'nde KKTC'ye verilmesi öngörülen 450 milyon dolarlık finansman desteğine 100 milyon dolar daha eklenmesini ve protokolün süresinin 2006 yılı sonuna kadar uzatılmasını öngörüyor. KKTC Başbakanı Soyer, protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada, protokolle Türkiye'nin KKTC'ye aktaracağı kaynağı, ''Anadolu insanınınbüyük çalışmasıyla oluşturduğu gelirden aktarılan bir pay olduğunun bilinci içinde, doğru noktada, doğru şekilde kullanma kararlılığında olduklarını'' söyledi.
Soyer, Türk hükümetiyle işbirliği içinde çalışmalarını sürdüreceklerini ifade ederek, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde Türkiye'nin en büyük siyasal ortağı ve destekçileri olduğunu kaydetti.Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Abdüllatif Şener de, Başbakan Soyer ve diğer yetkililerle KKTC ekonomisi üzerinde değerlendirmelerdebulunduklarını belirterek, ''Türkiye Cumhuriyeti için Kıbrıs milli birdavadır. KKTC'nin ekonomik performansının yükselmesi bizim de en büyükarzumuzdur, kararlı bir irademizdir'' dedi. Bunun yapılması için eskiden beri Türkiye ile KKTC arasında ekonomik ve mali işbirliğinin yapıldığını kaydeden Şener, her konuda olduğu gibi ekonomik ve mali konularda da sıkı işbirliği içinde olduklarını belirtti. Şener, ''Bundan sonrada sıkı işbirliği halinde yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
Dünyanın küresel rekabete açıldığını, değişen koşullarda değişimi iyi yönetenlerin ve yönlendirenlerin her zaman daha iyi mesafe aldığını ve dünya ekonomisine daha güçlü katıldığını anlatan Şener, ''KKTC'de ekonominin rasyonelleşmesi, üreten ve tüm nüfusuyla çalışan bir yapının ortaya çıkması geleceğin dünyasında güçlü bir yer edinmesiaçısından önemlidir'' dedi.
KKTC'ye uygulanan haksız izolasyonların en kısa sürede kalkacağınıumut ettiklerini dile getiren Şener, bu amaçla işbirliği halinde gerekli diplomatik faaliyetlerin gösterildiğini kaydetti. Şener, ''Sadece KKTC'nin bugünü inşa etmek değil aynı zamanda geleceğe hazırlamak da işbirliği halinde öngördüğümüz temel hedefler arasıdadır'' diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Şener, iki ülke arasındaki işbirliğinin artarak devam edeceğini ifade ederek, KKTC ekonomisinin güçleneceğine ve Kıbrıs Türkü'nün de refah düzeyinin hızla artacağına inandığını kaydetti. Şener, protokolün hazırlanmasında katkısı olan herkese teşekkür etti.
PROTOKOLDEN
Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında 2003 yılı Nisan ayında imzalanan ''Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü''ne ek olarak imzalanan ve ''Yeniden Yapılandırma ve Ekonomik Kalkınma Programı'' ismi verilen protokolün giriş kısmında, ''KKTC'de yıllardır etkin işleyen bir kamu yönetimi ve rekabete dayalıbir serbest piyasa düzeni oluşturulamadığı'' belirtilerek, ''Bunun sonucu olarak, kamu harcamaları disiplin altına alınamamış ve reel sektörün istenilen ölçüde gelişmesi sağlanamamıştır'' denildi.
''KKTC'de yaşanan ekonomik sorunların büyük ölçüde siyasi gelişmelere bağımlı olduğu'' kaydedilen giriş metninde, ''Ülkeye uygulanan haksız ve dayanaksız izolasyonlar ve süregelen belirsizlik ortamı, ülkenin hem ticaretini hem de yatırımlarını olumsuz etkilemiştir'' ifadesine yer verildi.
Protokolün giriş bölümünde şöyle denildi:
''İzolasyonlardan ve etkin işleyen bir kamu yönetimi olmamasından kaynaklanan sorunları çözmek, reel sektörü geliştirerek istihdamı artırmak ve kalkınmayı temin etmek amacıyla başlatılan ve son olarak 2004 yılında mutabakatla uygulamaya konulan 'Yeni Dönemin Vizyonuna Uyumlaştırılmış Ekonomik ve Mali Düzenlemeler Programı', ülkede yaşanan referandum, seçim süreçleri ve Meclis aritmatiği dolayısıyla Bütçe başta olmak üzere öngörülen yasaların çıkartılamamış olması nedeniyle, istenilen ölçüde uygulanamamıştır.
Öte yandan, Kıbrıs sorununa nihai bir çözüm getirilememesine rağmen, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, AB'ye dahil olmuştur. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin AB ile ilişkilerinde yeni düzenlemeleri gerektirecektir. Gelecekte olası çözümde, Kıbrıs'ta kuzey ekonomisinin her alanda güney ile rekabet halinde olacağı gerçeği ile yeni koşulları dikkate alan bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Bu bakımdan, Kıbrıs Türk ekonomisinin hem bu rekabet ortamına hazırlanması, hem de Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerin yeni koşullara göre ele alınması gerekmektedir.''
Yaşanan tüm bu sorunlara rağmen, son iki yıldır Adada kalıcı barışı sağlamaya yönelik olarak Türk tarafının katkısıyla sağlanan olumlu gelişmeler ile birlikte Kuzey ve Güney arasındaki insan, mal vehizmet akışının sınırlı ölçüde de olsa serbestleşmesinin ekonomideki gelişmeye bir ivme kazandırdığı da gözlemlendiği kaydedilen protokolde, şu görüşlere yer verildi:
''Bu kapsamda, 2004 yıl sonu itibariyle sağlanan yüksek oranlı büyüme sonucu fert başına milli gelirin 7 bin 350 ABD Doları'na ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti'nde başarılı bir biçimde uygulanmakta olan ekonomik programların enflasyonüzerinde yarattığı olumlu gelişmeler KKTC'ye de paralel olarak yansımış ve 2004 yılı enflasyon oranı 11.6 seviyesine inmiştir. Bununla birlikte, siyasi açıdan yeni bir evrenin başında bulunan KKTC'nin, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmesi, çözüm ve Avrupa Birliğivizyonunu gözeterek kısmen dışsal faktörlere de bağlı bulunan yapısalsorunlarının çözümüne ve ekonominin üretim ve ihracat kapasitesinin genişlemesine bağlıdır.
Bu nedenle, başta sosyal güvenlik olmak üzere muhtelif nedenlerdenkaynaklanan kamu açıklarının azaltılması, üretim ve ihracatın önündekiengellerin kaldırılması, KKTC iç pazarının ölçek küçüklüğü dikkate alınarak ihracata dönük ve rekabet gücü yüksek üretim sektörlerinin desteklenmesi, turizm, yüksek öğretim ve bankacılık gibi alanlarda kaliteli ve yaygın hizmet sunumuna ulaşılması, sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanması açısından hayati önem taşımaktadır.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
