|
|
|
|
İstanbul'u dinliyorum
Yönetmenine göre film seçenlerden değilimdir aslında ama müziğin bu kadar içinde olan biri olarak Fatih Akın'ın son filmini izledikten sonra sanırım onun sıkı takipçilerinden biri olacağım. Sadece iyi bir müzik dinleyicisi olmanıza gerek yok, yaşadığı hayatın fonunda devamlı müzik çalan herkes için yapılmış bu filmin müzikleri, uzun bir süre hafızalarınızda kalıyor. Bir kere gidip, sonra nerede dinleyeceğim ben bu şarkıları diye üzülenler için ise bulunmaz Hint kumaşı değerinde bir albüm piyasada. Crossing the Bridge adı altında tüm dünyada da yayımlanacak albümün açılışında ilk dinleyişte oldukça yadırgayacağınız bir şarkı var. Madonna'nın yüzüncü patlamasını yaşadığı şarkıyı bu seferde darbuka ve keman eşliğinde Sertab söylüyor. Müziğin birleştirdiği Türkiye'nin binbir rengini anlatan bir filmin başlangıcının Music isimli bir şarkı olması normal olabilir ama Sertab ve Madonna'nın kel alakalığı ortaya çok hoş bir şey çıkartmıyor. Su katılmamış bir Madonna hayranı olan ama aynı zamanda da Sertab'ı yere göğe koyamayacak şekilde seven ben bile hoşlanmadıysam bu şarkının akıbetini çok iyi görmüyorum.
MUHTEŞEM 'MUNCU' Farklı alanlardan müzisyenlerin bir araya geldiği filmde Alman topluluk Einsturzende Neubauten'in (Aynsturzende nüvbatın okunur) usta basçısı Alexander Hacke'nin kaydettiği, elektronik müzikten hip hopa, arabeskten popa, rock'a varana kadar şehrin müzikal çeşitliliğine tanık olmak, müthiş bir ruh eğitimi herkes için. Bir kere çeşitli zevkler için bir şeyler olması çok güzel. Hayat tarzı olarak alakamız olmadığı halde kendimi onun kardeşi olduğum için çok şanslı saydığım abimle gittiğim galada o bana Baba Zula elemanlarını tanıtırken, ben de ona bak bu da 'muhteşem Muncu' diye Murat Uncuoğlu'nu gösterdim. Herkesin tanıdığı isimlerin yanı sıra sadece 'ilgilisine' yapılan müzikler de bu albümde mevcut yani. Ceza'sından Aynur Doğan'ına, Duman'ından Orhan Gencebay'ına kadar o kadar çok isim var ki bu albümde, hepsini tanıyor, biliyorsanız şaşarım. Albümün en önemli parçalarından biri de Müzeyyen Senar'a ait... Yıllar önce 'Işık Doğudan Yükselir'de ülke mozağini göz önüne seren kraliçemiz, bu seferde bu mozağin bir parçası olduğunu, hem de önemli bir parçası olduğunun altını çizmiş. Hem de fosforlu kalemle. Bu albümdeki tek olmazsa olmaz o ve buna sanırım kimsenin itirazı yok.
|
|
|
|
|
|
|
|
|