| |
|
|
Bir "tehlike" sindirildi
Fransızlar'ın "hayır"ıyla kalbi duran Avrupa Anayasası'nın bugün de Hollanda'daki referandumla beyin ölümü gerçekleşecek. Ancak cenaze töreni için beklememiz gerekecek. Kimilerine göre Anayasa 16-17 Haziran'daki liderler zirvesinden sonra toprağa verilecek, kimilerine göre süreç yıl sonundaki zirveye kadar uzatılacak, kimilerine göre ise en son ülke de kararını verinceye kadar. Bu son ülke Anayasa'yı 2006 sonunda referanduma götürecek olan İngiltere. 1 Temmuz'da dönem başkanlığını üstlenecek Başbakan Blair'in AB'yi gönlündeki ufuklara doğru yönlendirecek ortamı hazırlamak için bu kozunu mümkün olduğu kadar uzun süre değerlendirmeyi planladığı söyleniyor. İngiliz basınında bunun ipuçları görülmeye başladı bile. Hemen tüm gazetelerin yorumlarında Fransız-Alman ikilisinin AB'de başarılı bir kaptanlık sergileyemedikleri, artık İngiliz modelinin önünün açıldığı görüşü dile getirildi. Birçok kez yazdığımız gibi, İngiltere'nin AB'nin sadece ekonomik bir birlik olmasını öngörmesi nedeniyle, Türkiye'nin işini epey kolaylaştıracak bir model bu. Bir kolaylık da Türkiye'ye sıcak bakan Dominique de Villepin'i Başbakanlığa atayan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'tan geldi. Dahası "imtiyazlı ortaklık" yanlısı Nicolas Sarkozy'nin İçişleri Bakanlığı'na getirilmesini isteyerek, aykırı bir sesi susturmuş oldu. Hem de Türkiye'nin de ele alındığı başbaşa görüşmede, "Görevimin biteceği 2007'ye kadar beni zor durumda bırakacak çıkışlar yapmayacaksın" diye uyararak. Paris'ten yana içiniz rahat olsun; "düşük profil" politikası izleyecek. Başka seçeneği de yok. Zira "Financial Times"in başyazısında dediği gibi, "Bundan sonra cevap aranması gereken soru, Avrupa'ya kimin gireceği değil, Fransa'nın kalmasına izin verilip verilmeyeceği olmalı..." Şimdi -CHP lideri Baykal'ın da dün işaret ettiği gibien ciddi tehlike, "imtiyazlı ortaklık" dayatmasından sonuç alamayacaklarını anlayanların müzakere sürecinde olmayacak taleplerle Türkiye'yi caydırmayı denemeleri. Aman dikkat...
|