|
|
|
|
|
|
Yakında dünyadaki tüp bebek sayısı İstanbul nüfusunu geçecek
Dünyada ilk tüp bebek olan Louise Brown'ı, 26 yıl önce dünyaya getirdiği için 'tüp bebeğin mucidi' olarak tanınan Prof. Dr. Robert G. Edwards, son tüp bebek çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu...
TÜP BEBEK NÜFUSU 2 MİLYON. Dünyadaki tüp bebek sayısı 2 milyonu geçti. Çok yakın bir zamanda, bu hızla 10 milyonu da geçecek ki, bu rakam İstanbul nüfusuna yakın bir sayıdır; küçük bir Avrupa ülkesinin nüfusundan fazladır.
TEDAVİ UCUZLUYOR. Özellikle son yıllarda yumurtaların geliştirici ilaçlara gerek duyulmadan da olgunlaştırılabilmesi, ilaçlara bağlı artan fiyat farklarını önleyebileceği gibi, ilaçlara bağlı yan etkileri de ortadan kaldıracak. transferleri de mümkün olabilecek.
MÜKEMMEL BEBEKLER ÜRETİLECEK. Gebelik öncesi genetik tanı metotları ile embriyolardaki hastalıkların erken tanınması sayesinde, jenerasyondan jenerasyona geçen hastalıkların tamamen önüne geçilebilecek. Kanser, kan hastalıkları, aileden kazanılmış çeşitli hastalıklar önlenebilecek. Ayrıca, özellikle bu hastalıklara bağlı olan düşükler önlenecek, hastalıksız gebelikler sağlanabilecek.
KADINLAR İSTEDİKLERİ YAŞTA ANNE OLABİLECEK. Yumurtaların dondurularak saklanma teknikleri, ileri yaştaki gebelikleri mümkün kılıyor. Son yıllarda, 'yumurtalık dokusu dondurma' yöntemi ile gebeliklerin sonrasında yeni gebeliklerin elde edilmesi ve kadınların genç yaşlarda yumurtalarını saklayarak, daha sonraki yıllarda kullanması sağlanabiliyor. Hatta, belki de yakında laboratuvarda kadın yumurtası ve spermi yapılabileceği de düşünülebilir.
GEN TRANSFERİ MÜMKÜN OLACAK. Yüksek teknoloji insanların kendilerine özel gen yapısını belirleyip, geni saklama şansını da veriyor. Yakında kurulması düşünülen büyük gen bankaları veya embriyolara yapılacak ufak cerrahi girişimlerle, gen
İNSAN ORGANI ÜRETİLEBELİCEK. Kök hücre çalışmalarının sonuçları da gelmeye başladı. Bu hücrelerin çeşitli insan organlarını ve sistemlerini tamir etmek amacıyla kullanılabilmeye başlanması, tıp dünyasında nefesleri kesecek bir kapı açmaktadır. Bu hücrelerin çeşitli yollardan elde edilmesi mümkün olabilmektedir. Bilim adamları, kök hücrelerini insan hücre kopyalaması ile elde etmek yerine, embriyolardan gelişen kök hücrelerden elde edeceklerdir.
BU İŞİN ETİĞİNİ ÜLKELER KENDİ HALLETSİN. Tıpta yeni gelişen bu sistemler pek çok etik ve hukuksal problem getiriyor ama ben bir bilim adamı olarak bunu tartışmak istemiyorum. Çünkü her ülke bu konularla ilgili kendi kararını vermek ve uygulamak durumundadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|