|
|
|
|
|
|
Birçok zengin geçmişinden rahatsız oluyor
Hikayelerinde magazin dünyasını anlatan Şenay Düdek, sosyete için "gazetelerde ve dergilerde boy gösteren görgüsüzler" diyor.
Yaşanmış Şehir Hikayeleri" adlı kitabı ile büyük ilgi gören gazeteci-yazar Şenay Düdek, bu kez "Yüreğim Hala Biten Aşkımıza Ağlıyor" diyerek çıkıyor okuyucu karşısına. Gerçek yaşam öykülerinden yola çıkan yazar, kimi mutlu kimi de mutsuz sonla biten hayatları anlatıyor. Alfa Yayınları'nın çıkardığı kitap, her gün gazete sayfalarında ya da ekranlarda sunulan "cazip" hayatların iç yüzünü gözler önüne seriyor. Düdek, bu kitabında yaşanmış olayların kahramanlarını farklı isimlerle çıkarıyor ortaya. Hikayeleri tamamlamak, asıl isimleri bulmak da okuyucuya kalıyor. Yaptığımız söyleşide "Magazin dünyasını az da olsa bilen bu bulmacayı çözer" diyerek, okura olan inancını ortaya koydu.
* Onaltı ay sonra yeni kitabınızla okuyucunun karşısına çıktınız, Yaşanmış Şehir Hikayeleri 2- Yüreğim Hala Biten Aşkımıza Ağlıyor. Kitap isimlerini nasıl buluyorsunuz? Ben meslekte de yıllardır hep iyi başlıklar atmakla tanınan bir gazeteciyim. Bana göre başlıktır haberi okutan. O nedenle kitaplarımda öykülere attığım diğer başlıklar da çok vurucu, "Gri Hayatlar", "Yasak Sevdalar" gibi...
* Neden bir anı kitabı değil de öykülerle yolunuza devam ediyorsunuz? Öncelikle kendime olan saygım var. Bunu asla kaybetmek istemem. Nasıl benim anılarım bana özelse başkalarınınki de onlara özel. Ayrıca ben artık bir marka olmuşum, ne gerek var ki başkalarının tanık olduğum anıları ile kendime prim yapmaya çalışayım. Haksız mıyım...
* Dışarıdan bakınca cazip görünen şan, şöhret, mal, mülk, para ve güzelliğin ne kadar ağır bedeller ödenerek sahip olunduğunu tüm çıplağıyla öykülerinizde anlatıyorsunuz. Ülkemizde yoksul ve zengin olmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Güzel, çirkin, zayıf, şişman, iyi, kötü nasıl varsa zengin ve yoksul da var. Ama bizim ülkemizde bu bariz bir şekilde ortada. Haksız kazanç elde ederek zengin olmuş görgüsüzler, hazımsızlar ülkesi... Bizim zenginlerimizin pek çoğunun geçmişine baktığın zaman geçmişteki yaşantılarından rahatsız olursun. Onlar da zaten rahatsızdır ama görgüsüzlükleriyle bu rahatsızlıklarını örtmeye çalışırlar...
* Kitapta her bir isim ve hikaye tamamlanmayı bekleyen bulmaca gibi. Okur bulmacaları çözebilecek mi? Tabii benim okurum zeki. Ayrıca bu kitapta kahramanları detaylı tanıttım. Yani televoleleri takip edip magazin basınını bilenler, az çok bulmacaları çözer sanırım.
* Daha çok, yenilmiş kadınlara yakınlık duyuyorsunuz... Evet, aslında hiçbir yenilmişliğim de yok. Çok iyi koşullarda yetiştim. 16 yaşında araba, 21 yaşında daire sahibi oldum rahmetli babam Naci Düdek sayesinde ama ne bileyim fazla merhametliyim. Biliyorsun ilk kitabımın geliri de bir hastaneye bağışlandı. Üç yataklı bir oda yaptırdım.
* Sosyete dünyasında yaşanan ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayım öyle bir dünya yok aslında. Türkiye'de parası olan, marka giyen, pahalı yerlerde yemek yiyen, trilyonluk yalılarda oturup, milyarlık arabalara binen, gazete ve dergilerde boy boy haberleri çıkan bir takım görgüsüzlere verilen ad sosyete. O sanal, yalan dünyada kimin eli kimin cebinde belli değil.
Sayım Çınar
|
|
|
|
|
|
|
|
|