| |
"Fikrim yok" zümresi
Şimdi ben bu yazının başlığını "SSK nasıl battı?" şeklinde koysam, kimseler okumaya zahmet buyurmazdı. Çünkü okurların yüzde 90'ı, SSK'nın nasıl battığını bildiğini zannediyor. Aslında bilmiyorlar. Geri kalan yüzde 10'un da bütün anketlerde olduğu üzere, "fikri yoktur!" Türkiye'mizin en sevilen zümresi, "fikrim yok" zümresidir. Sizce ekmekler pahalı mı? Fikrim yok abi! Ekmek yemiyor musun kardeşim? Yiyorum da, fikir yapmıyorum! Bu zümre açık sözlüdür, nettir, kıvırtmaz. Kendini bilgili ve fikir sahibi göstermeye heves etmez. "Fikrim yok" zümresinin cevap verirken çuvalladığı tek soru şudur: "Devlet vatandaşın elinden tutmalı mıdır, sizce?" Evet tutmalıdır! İşte bu sorunun cevabı yüzde 1 milyon evettir. Hiç kimse, fikrim yok demez. Buna karşılık devlet, genellikle vatandaşın elinden tutmaz. Dönelim SSK'nın nasıl battığına bakalım, devletin vatandaşı neresinden tuttuğunu tespit edelim. SSK nedir? 1- sağlık hizmeti, 2- emekli maaşıdır. Ortalama 20-25 yıl çalışırsın, işverenle birlikte SSK primi ödersin. Bu yaşlarda genellikle hasta falan da olmayacağın için, sağlık masrafın da olmaz. 40'lı, 50'li yaşlarda emeklilik için gün saymaya başlarsın. Devlet bir gün sana büyük müjdeyi verir: Yaşadın, emekli oldun, al sana emekli maaşı! Asgari ücret! İster ye, ister yanında yat! Sen ne diyorsun be, çalışırken bunun iki katı benzin masrafım vardı benim! Bana ne? Üç aylığını al, bir ay yaşa, iki ay dinlen! Peki niye böyle oldu? Devlet, emekli ettiği yurttaşına istese daha fazla emekli maaşı veremez mi? Mesela, 500-550 lira değil de, 1.5 veya 2 bin lira örneğin (yeni parayla). Veremez, çünkü para yok. Efendim, hırsızlar yediler bitirdiler o yüzden! Kusura bakmayın ama bu görüş eskimiş bir görüştür. Bana göre bütün hata Ankara hükümetlerinin yanlış hesap yapmasında. SSK yasası yürürlüğe girdiğinde Türkiye'de insan ömrü, 45 civarında idi. Eh, SSK'lı da zaten o yaşlara kadar çalıştığından, kendisine ancak birkaç yıl emekli maaşı ödeneceği hesap edilmişti. Büyük çoğunluk 50'lere gelmeden maaşa veda ediyordu. Sonra ne oldu? 60'lardan bu tarafa tıp teknolojisi öyle devrimler yaptı, ilaç, sağlıklı yaşam ve düzgün beslenme alanında öyle anlayışlar yaygınlaştı ki, Türkler'in ortalama yaşı 65-70'lere dayandı. Peki sen, ortalama bir emekliye nihayet 3-5 yıl maaş öderim diye hesap edip de, bütün planlarını buna göre yapmışken... Emekliler aniden dünyaya kazık çakmaya başlarsa ne olur? Al sana 500 lira, sesini soluğunu çıkartma! Onu da kesersem görürsün gününü... Bütün bunları emeklilerin zor hallerine merhem olsun diye yazmadım. Laftan merhem olmaz. Ankara hükümetlerinin ne kadar "ufuksuz" olduklarını anlatmak için yazdım. Hani şu, "fikrim yok zümresi" var ya... Sanki hepsi de o zümreden seçilmişler gibi...
|