| |
|
|
Altıncı perde
Birinci perde: AB Komisyonu geçen yıl Almanya'yı uyardı: - Yabancıları sınır dışı ederken, hukuku çiğniyorsun... Keyfi sınır dışı işlemlerine son ver... Bunun için sana 90 gün süre tanıyorum. Almanya "yaptığım iş doğrudur" diye, AB Komisyonu'na itiraz etti.
İkinci perde: AB Komisyonu, Almanya'yı "AB Adalet Divanı'na" şikâyet etti. Konu "yüksek mahkemeye" gidince, Almanya kendine biraz çeki düzen verdi. İtalyanlar'ı, sınır dışı etmiyor. Türkler'i ise "eski yoğunlukta olmasa bile" Almanya'dan çıkarmaya devam ediyor.
Üçüncü perde: Bir Türk'ün Almanya'dan çıkarılması için, sadece Alman yetkililerin "çıkarılmıştır" demesi yetmiyor. Türk Başkonsolosluğu'nun da "seyahat belgesi" vermesi gerekiyor. Hamburg Başkonsolosluğumuz bir karar aldı: - AB Adalet Divanı kararını açıklayana kadar, böyle durumlarda, seyahat belgesi vermeyeceğim. Almanlar, Hamburg üzerinden kimseyi sınır dışı edemiyor.
Dördüncü perde: Almanlar bir süredir, Hamburg Başkonsolosluğumuzu "by-pass" ediyorlar. Sınır dışı edecekleri Türk için gidiyor, "başka bir eyaletteki Türk Başkonsolosluğu'ndan" seyahat belgesi çıkarıyorlar. Soru: Hamburg'un gösterdiği tavrı "öteki başkonsolosluğumuz" neden göstermiyor?
Beşinci perde: AB Adalet Divanı Kanun Sözcüsü "sınır dışı edilmeler davası" ile ilgili raporunu yazdı. 3 Haziran'da açıklayacak. "Edinilen bilgiler" Almanya'nın haksızlığının vurgulanacağı yolunda. Adalet Divanı da "genelde" Kanun Sözcüsü'nün raporu yönünde karar veriyor.
Ve son perde: "Bütün bunlar" olurken, İtalyan'lar "dosya, üstüne dosya" hazırladılar. "Eften püften sebeplerle... Hukuk dışı sınır edilmelere dair" 50 dosya düzenlediler. "AB Komisyonu'na... AB Adalet Divanı'na" dosya yağdırdılar. Ya biz? "Tek dosya da biz verdik" diyen, beri gelsin.
Avrupa'daki Türkler'in hakkını savunuyoruz ama... Kimimiz yazı yazarak. Kimimiz nutuk çekerek.
|