|
|
|
|
|
|
Günde 200 CD dinliyorum
İbrahim Tatlıses, Gülşen, Hande Yener, Mustafa Sandal, Yıldız Tilbe... Prodüktör Erol Köse'nin kadrosundaki sanatçıların birçoğu geçtiğimiz yılın en çok satanları arasında yer aldı. Birçok şarkıcı onunla çalışmak istiyor. Ama o, kotasının dolduğunu söylüyor. Köse, ünlü sanatçılarına dair ilginç hikayeler anlattı... '.
'Kadrosundaki sanatçılar Türkiye'deki pop müziğin fihristi gibi; hatta "yılbaşı eğlence programı kadrosu" benzetmesi de yapılabilir. İbrahim Tatlıses, Hande Yener, Mustafa Sandal ve Gülşen ona bağlı çalışan sanatçılardan bazıları. Çalıştığı şarkıcılar ve albümlerinin satış rakamları bir araya getirilince onun da payına "Türkiye'nin en çok tiraj yapan prodüktörü" unvanı düşüyor. Yeni Aktüel dergisi, son sayısında Erol Köse'yle konuştu.
* Sizce sizinle röportaj yapma sebebimiz ne olabilir? Biz nedeni biliyoruz, ama bir de sizin bakışınızı merak ediyoruz. Ben müzik devrimcisiyim.
* Nasıl devrimler yaptınız? Biraz açayım isterseniz. Elimi arı kovanının içine sokarım, rahat batar, illa yeni bir şeyler yapmak isterim. Yeni starlar keşfetmeyi denedim ya da var olan sanatçılarda daha denenmemiş bir şeyler yaratmak isterim.
* Hep mi böyleydi? Yani siz hep bir şeyleri değiştirmek mi istersiniz? Benin esas mesleğim doktorluk. 80'li yılların sonunda tesadüf eseri Komedi Dans Üçlüsü'nü kurdum. İlk devrimim de oydu.
* Sizin bir de Doktor Erol Bey, diye bir şarkınız vardı değil mi? Evet! O dönemler Komedi Dans Üçlüsü tam bitmek üzereydi ve bir komedi albümü daha yapmak istiyordu. Hastanede nöbetteydim. Hemşire "Doktor Erol Bey, Doktor Erol Bey" diye bağırıyordu. O bana müziği çağrıştırdı. O şarkının üstüne hastanede olaylar çıktı, hemşireler yürüdü. Beni kitlelere ilk tanıtan şey ise Ayna projesiydi. Devamında da Atilla Taş geldi. Onda da Silifke Belediye Başkanı beni mahkemeye verdi, albüm satışı patladı. Benim yaptığım işler hep böyledir. Ya çok iyi olacak, ya çok ses getirecek.
* Siz nesiniz o zaman? Şöhret avcısı mı? Yoksa mevcut yetenekleri geliştiren biri mi? İkiye ayırıyorum. En zevklisi yeni bir insan keşfetmek. Bir insanda ışık varsa hissederim. Ünlülerde de farklılık yaratmak isterim.
* Mesela İbrahim Tatlıses'i bu saatten sonra ne kadar değiştirebilirsiniz? İbrahim Tatlıses arabeske çok kaymıştı. Ve ben onu piyasaya ticari pop şarkılar veren Altan Çetin'le buluşturdum. "Tabii Tabii"yi verdi ona. O şarkı, o sene Lalia'da en çok çalan şarkı oldu. "Tek Tek" de öyle. Bu kasette "Aramam" şarkısına Murat Uncuoğlu'na miks yaptırdım. Onu İbrahim'e dinletmedim bile. Çünkü dinletsem kasete koymazdı.
* Neden bu kadar çok çalışıyorsunuz? Hırs mı, yoksa para kazanmak mı? Hırs! Ben üniversitede sınavını Türkiye ikincisi olarak kazandım. Bir ay bunalıma girdim. "Ben neden birinci olmadım" diye. Hırsım parayla alakalı değil. Kazandığım parayı ne zaman harcayacağım. Benim hırsım başarıya endeksli. Patolojik bir vaka benimki.
* Yeni starlar keşfetmeyi seviyorum, dediniz ya. O keşfediliş süreçlerinde neler oluyor? Ofisinize gelip ayakta şarkı mı söylüyorlar? Bana ulaşmak zor sanılır. Alakası yok. Günde 200 CD'yi hızlı hızlı dinliyorum. Ben karşımda "Ayağa kalk, oku" demem. Hakaret algılarım bunu. Elektriğine bakarım. O 'magic touch' olabilmeli. Aşağıda stüdyom var. Orada demosunu dinliyorum. Ve yüzüne karşı da "Olmaz" diyorum. Mesela bu sene Tuğba Ekinci bana geldi. "Sana kaset yapamam. Çünkü performansın benimle çalışmaya yetmez" dedim. "Senin elinde bazı beste hakları varmış. 'O Şimdi Asker'i ben okusam kurtulurum" dedi. Bir ay bu kapıda yattı. En son "Al şarkıyı" deyip Şahin Özer'i aradım. "Sana bir kızcağız yolluyorum" dedim. O kızın tirajı daha 30 binlerde. O bir şarkıcı olamaz. Bir balon olur. Ben de baloncu değilim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|