|
|
Maksat haber olsun, gönüller şen olsun...
Publicity (medyada görünürlük) ya da 'gazetelerde haberim çıksın da nasıl çıkarsa çıksın' yaklaşımı, bazen ters tepebilir. Publicity iki tarafı da kesen bir bıçak gibidir. Sağlıklı ve doğru bir iletişim stratejisinin parçası olarak uygulanmazsa başa bela olabilir. Önce bir haber. "Fatih Ürek, Kırkpınar yağlı güreşlerinin ağası oluyor". Fatih Bey'in menajeri Banu Bağlaroğlu açıklamış: "Ağalık teklifi Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi'den geldi. Fatih Bey de bu teklifi kabul etti. Ağa olacak!" İki gün üst üste Hürriyet'in ön sayfalarını ele geçiren bu haberin devamında Başkan Sedefçi, böyle bir teklif yapmadığını ama Ağalık ihalesinin herkese açık olduğunu parayı verenin düdüğü çalacağını söylemiş. Hani "Hasan değil basan alır" ilkesi burada da geçerliymiş. Parayı verenle etkinliğin itibarı arasında bir köprü falan yokmuş yani... Son günlerde bu hüsran durumuna çok örnek var... İnci Doğan mesela. Sen tut oranı buranı yak, yarala. Sonrada kaçırıldım, işkence gördüm de. Çömlek patlayınca da sus pus ol... Ya da şu 7 cenin meselesi. Hastanenin PR'ını yapacağım diye ceninleri hastanenin adını taşıyan bez üzerinde sergile. Arkasına geçip kasım kasım kasıl. Sonra da kıvırmaya kalk. Sonunda da hem kendini hem hastaneyi yak... Geçen sene yazmıştım. Demiştim ki, "Hülya Avşar Hanım'ın kendi adına tenis turnuvası düzenlemesi doğru bir iletişim etkinliğidir. Sponsor alması da öyle. Bütün gün orada bulunsun. Kupa versin. Ama kendisi turnuvaya katılmasın. Ya kazanıverirse... O zaman bir çuval incir berbat olur"... Neyse geçen sene elenmişti kendi kupasından. Ama bu yıl? Şampiyon oluverdi işte. Bir turu da rakibi çıkmadı diye hükmen galip gelerek geçti. Buyurun iletişim kazasına... Kendin pişir kendin ye yaklaşımı, hiçbir zaman itibara hizmet etmez. Bu konuda bir iki olumlu örnek verelim ki, mesele daha iyi anlaşılsın. Hülya Avşar Hanım Polis Haftası sırasında, polislerimize destek vermek üzere diğer sanatçı arkadaşları ile birlikte polis kılığına girip trafiği düzenlemişti. Medya bu olaya hayli büyük yer ayırmıştı. Hülya Koçyiğit, Meltem Cumbul, Berna Laçin anne sütü ile ilgili bir kampanyaya destek vermişlerdi... Örneğin, sanatçıların dostlarının, ahbaplarının ya da reklam anlaşması yaptıkları kuruluşların açılışlarına, etkinliklerine katılmaları; ya da fuar ve etkinliklerde mankenlerin, şöhretlerin boy göstermeleri; herkesin kazançlı çıktığı 'publicity' etkinlikleridir.
|