|
|
'Lekelenmeme hakkı'
Türkiye'de yıllardır basının kişi haklarını karaladığı, insan onuruna değer vermediği tartışılır. Medyanın geçmiş bilançosuna baktığımızda bu eleştirilerin bir kısmının haklı olduğu kanaatine varmak da mümkün aslında. Ancak biz basını tartışırken, yüce yargıda insanı hayrete düşüren bir olay yaşandı. Bildiğiniz gibi, Anayasa Mahkemesi aynı zamanda Yüce Divan görevi görüyor ve bu sıfatla eski Başbakan Mesut Yılmaz ve bakan Güneş Taner'i yargılıyor. Yüce Divan'daki son duruşmada, hukuk eğitimi almış bir insan olarak rüyamda görsem inanamayacağım bir gelişme yaşandı. Mahkeme Başkanı Mustafa Bumin, Turgut Yılmaz'la ilgili "imzasız bir mektup"la gelen iddiaları duruşma ortamına taşıdı, bununla yetinmedi; bu mektubu tutanaklara geçirtti. "İmzasız mektup"la insanları karalama, haklarında asılsız iddialarda bulunma yöntemi totaliter sistemlere özgüdür. Gerek Hitler, gerek Stalin rakip gördükleri isimleri bu yöntemle temizlenmişlerdi"
Türkiye ise AB'ye girme iddiasındaki bir ülke. En üst yargı merciinde bu olayın yaşanması, kişi haklarına saygılı bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durum. Çünkü; Turgut Yılmaz'a ağır ithamlarda bulunulan, imzasız ve ne idüğü belirsiz bu mektubun bana göre yasal ve hukuki değeri yok. Bu sebeple de mektubun duruşmada okunmaması hatta dosyaya dahi konmaması gerekirdi. Bu bakımdan Sayın Bumin'in mektuptaki iddiaları duruşmada alenileştirmek yerine eğer içeriğinin araştırılmasına gerek görüyorsa, doğrudan başsavcıya göndermesi ve gerekiyorsa araştırma yapmasını istemesi daha doğru olurdu. Böyle yapılmadığı içindir ki kanımca Sayın Bumin, Turgut Yılmaz'ın kişilik haklarının ve bu hakların başında gelen suçsuz yere "lekelenmeme hakkı"nın ihlaline sebebiyet vermiştir. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'ın, eski DGM savcısı aleyhine açma hakkı kazandığı dava, savcıların bile "lekelenmeme hakkı"nı çiğneyemeyeceğini ortaya koydu. Kaldı ki, Turgut Yılmaz bu mektupta dile getirilen banka ve hesap numarasının tümüyle sahte olduğunu duruşma sonrasında belgelere dayanarak açıkladı. Kişilik hakkı ihlali siyaseten rakibiniz veya hakkında menfi duygular beslediğiniz birisi için dahi yapılmış olsa, bu haksızlığa yine de karşı çıkılması gerekir. Çünkü; yol bir kere açılır ve kabul görürse, bir zamanların Mc Carthy dönemi Amerikası'ndaki gibi, Türkiye'de de sıranın kime geleceğini kestirmek mümkün olmayabilir. Temel kişilik haklarına saygıyı talep ederken, görevli yargıçların da bu özeni göstermesini beklemek hakkımız.
|