|
|
Deneme yamulma
Dün Allah utandırmasın dedik, konsere başladık... Okurlardan da istek parçalar gelmeye başladı... Şaşırtıcı şekilde, en çok Avrupa Birliği'ne bakışımız merak ediliyor. O halde buyrun...
"Peynir büyük, mesafe kısaysa, delikten kafanı çıkarırken dikkatli olacaksın..." Deney fareleri arasında yaygın bir atasözüdür bu... Kolay bir hamleyle peyniri kapayım derken, kafana odunu yiyebilirsin...
Yanlış anlaşılmasın... Amacım kendimin de dahil olduğu millete hakaret etmek değil... Aksine... Bize fare muamelesi yapılmasına isyanımdır...
Peynir büyük... Zengin olacağız. Bize para verecekler. İki trilyon dolarlık pastaya ortak olacağız. Alman Hans vergi ödeyecek, biz onun parasıyla metrolarımızı yapacağız... Avrupa halkının gözü toprağa bakıyor, biz genciz... İstediğimiz ülkeye elimizi kolumuzu sallaya sallaya gidebileceğiz. İstediğimiz Avrupa kentinde çerezci açabileceğiz... Kasaya da emmioğlunu oturtacağız... Zaten çalışmaya pek gerek yok, Avrupa'ya kapağı atıp, işsizlik parası alacağız.
Kendini bu kadar uyanık zannedersen, e tabii kafana odunu yersin...
Peyniri gösteriyorlar. Kafayı çıkarıyoruz... "Kıbrıs'ı ver..." Geri çekiliyoruz, aylarca tartışıyoruz, birbirimize düşüyoruz. Ama peynir büyük... Rüyalarımıza giriyor. Ya Allah deyip uzanıyoruz, "Soykırımı tanı..." Haydi geri adım, aylarca tartışma, kavga gürültü... Dedik ya, peynir büyük... Gözü karartıp, bir hamle daha... "Öcalan'ı yeniden yargıla..."
Avrupa Birliği'ne ilk imzayı 1963'te attık... Ben daha doğmamıştım. 40'a merdiven dayadık, peynirden hâlâ bir lokma alamadık... Odun ise, sürekli kalkıp iniyor, yer misin yemez misin...
Her şeyin kolayına kaçan bir yaradılışta olmamıza rağmen, kolayca kabul edemediğimiz tek gerçek şu: Yedirmezler. Üreteceksin... Yoksa, Brüksel'e rokfora giderken evdeki çökelekten de olursun...
Yazıya deneyle girdik, deneyle bitirelim... Elalemin peynirini laboratuvar ortamında ham yapmaya kalkarsan, bunun adı, "deneme-yanılma yöntemi" olur... Gerçek hayatta ise, "deneme-yamulma..."
|