| |
Türkiye'ye hakaret
Siyasilerimizin ve işadamlarımızın abonesi oldukları Davos toplantılarını düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı "Toplumsal Cinsiyet Uçurumu" raporunu okuyunca şaşıp kaldık. Ne hükümetten, ne de sivil toplum örgütlerinden tepki gelmemesi şaşkınlığımızı -ve öfkemizi- daha da artırdı, "Bu kadar mı mazoşist bir toplum olduk" diye düşünmekten kendimizi alamadık. Kadın-erkek eşitliği konulu raporda 58 ülke 5 kritere göre mercek altına alındı: Ekonomik katılım (eşit iş ve eşit ücret), ekonomik fırsatlar (iş pazarına erişim), siyasal güce giriş (karar organlarında kadın oranı), eğitime erişim (eğitimin tüm düzeylerinde kadın oranı) ve nihayet sağlık ile refah (hamilelikte ve doğumda sağlık hizmetlerinden yararlanma.) Sonra eşitsizliğin en aza indiği ülkeden başlayan liste yapıldı ve Türkiye sondan bir önceki sırada gösterildi! Yani 58 ülkenin 57'ncisi! Ve de hangi ülkeler üstümüzde yer aldı biliyor musunuz; Çin, Hindistan, Tayland, Kosta Rika, Pakistan, Bangladeş hatta Zimbabwe! Yooo, o kadar değil...
Mevzuat ve uygulama Kadın-erkek eşitsizliğini azaltmakta elbette ilk sıraları paylaşan İskandinavlar'ın düzeyinde değiliz ama Türkiye'yi yukarda birkaçını saydığımız ülkelerin gerisinde göstermeyi de hakaret sayarız. 1926'da kadın-erkek eşitliğini ilan etmiş, birçok Avrupa ülkesinden (Fransa, İspanya, İsviçre dahil) önce kadına seçme ve seçilme hakkı tanımış Türkiye özellikle son yıllardaki reformlarla bu alanda mevzuat açısından AB düzeyini neredeyse yakaladı. Sorun, tüm reform paketlerinde olduğu gibi, uygulamada. O da ancak zihniyet değişimiyle, daha doğrusu dönüşümüyle oturacak. Ataerkil toplumda bu dönüşümün bir çırpıda gerçekleşmesini beklemek herhalde gerçekçi olmaz. Ancak İngiltere ve İspanya'nın şiddet kurbanı kadınları, Fransa'nın ise ücret eşitliğini daha yeni yeni gündeme getirmeye başladıkları göz önüne alınırsa, Türkiye'nin katettiği mesafenin önemi daha iyi anlaşılır.
"İyi"lerden seçmeler İşbilir profesör Klaus Schwab'ın vakfı Dünya Ekonomik Forumu'nun bize çok koyan raporunda Türkiye'den iyi oldukları iddia edilen ülkelere bakın: 33'üncü sıradaki Çin'de en az 10 milyon kadın seks kölesi. Dünyadaki kadın intiharlarının yüzde 56'sı Çin'de oluyor. Çiftlere yalnızca tek çocuk hakkı veriliyor. Ancak bu çocuk kız olursa, erkek evlat fırsatı tanımak için ikinciye izin çıkıyor. Ulstrasonda o da kız çıkarsa ya kürtaja başvuruluyor ya doğumdan sonra sokağa bırakılıyor ya da nehire atılıyor. 53'üncü sıradaki Hindistan'da 15-24 yaş arası kadınların yüzde 60'ının, 25 yaş üstündekilerin yüzde 80'inin okuma yazması yok. Yılda en az 10 bin kadın -drahoması az bulunduğu için- kocası tarafından öldürülüyor. Hindu sisteminin temeli "Manu Yasaları"nda şöyle deniyor: "Kadın asla özgür olamaz, çünkü özgür olması için yaratılmadı." 44'üncü sıradaki Tayland'da kadına şiddet ve ayrımcılık yaşamın tüm alanlarını kapsıyor. Dahası, devletin en önemli gelir kaynaklarından biri gördüğü seks turizminde çalıştırılmak üzere -polis gözetiminde- her gün yüzlerce genç kız kaçırılıyor. Zorla fahişe yapılan kadın sayısı 500 binin çok üstünde. Ve bu ülkelerin hepsi de Türkiye'den iyi! Türkiye'ye bu kadar iftira atmak için cehalet yetmez; ayrıca önyargı, hatta kötü niyet olması gerekir...
|