Bilim Kurulu'na atamalar siyasal organlarca yapılmak isteniyor
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliklerine ağırlıklı olarak siyasal organca atama yapılmasının Kurul'un ulusal ve uluslararası saygınlığına, çalışmalarının ve yayımlarının yansızlığına gölge düşüreceğinin açık olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Sezer, TÜBİTAK Yasası'nı iade gerekçesinde, Bilim Kurulu'nun oluşumu yeniden düzenlenirken, Bilim Kurulu üyeleri için "görev güvencesi" getirilmediğini ifade etti.Sezer, şunları kaydetti:
''Bilim Kurulu üyelerinin, aranan nitelikleri kaybetmeleri ya da bu nitelikleri taşımadıklarının sonradan belirlenmesi, görevlerinde yetersizlikleri, görevlerini savsaklamaları, kendilerine verilen görevlerle ilgili olarak işledikleri suçlardan mahkum olmaları, uzun süreli olarak hastalık, kaza ya da başka özürlerle görevlerini yapamaz duruma gelmeleri gibi nedenlerle görevden alınmalarının atandıkları yöntemle yapılabileceğinin kabulü, idare hukukunun "usulde paralellik" ilkesinin gereğidir.
Bu ilke çerçevesinde, Bilim Kurulu üyelerinden doğrudan Başbakan'ca atama yapılmış olanların, yine Başbakan'ca görevden alınabileceği açıktır. Bu durum, TÜBİTAK'a tanınan idari ve bilimsel özerkliğe aykırı biçimde Bilim Kurulu üyelerini güvenceden yoksun bıraktığı gibi, Kurul üyelerinin bilimsel yeterliliklerinin ya da yetersizliklerinin siyasal organ tarafından denetlenip takdir edilmesi gibi kabul edilemez bir sonuç da yaratmaktadır.
Yürürlükteki düzenlemede de, görev güvencesine ilişkin açık bir kural bulunmamakla birlikte, üyelerin Bilim Kurulu'nca seçilmesi, yapılan seçimin Başbakan'ın onayıyla kesinleşmesi öngörüldüğünden, üyelerin görevden alınabilmesi için Bilim Kurulu'nun karar vermesi gerekmektedir ki, bu durum, üyeler yönünden yeterli güvence oluşturmaktadır.
Getirilen düzenleme bu yönüyle de Kurumun bilimsel ve idari özerkliği ile bağdaşmamaktadır.''
KAMU YARARI
Anayasa'nın 2. maddesinde, hukuk devleti ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayıldığını hatırlatan Sezer, şöyle devam etti:
''Bu ilke, Anayasa'nın bağlayıcılığı yanında yasa koyucunun evrensel hukuk kurallarına da uymasını zorunlu kılmaktadır. Evrensel hukuk kuralları ise, yasaların genel ve nesnel olmasını, kamu yararı amacıyla çıkarılmasını gerektirmektedir.
Bilim Kurulu üyeliklerine ağırlıklı olarak siyasal organca atama yapılmasının Bilim Kurulu'nun ulusal ve uluslararası saygınlığına, çalışmalarının ve yayımlarının yansızlığına gölge düşüreceği açıktır. Bu nedenle, TÜBİTAK Bilim Kurulu üyelikleri için Başbakan'a doğrudan ya da dolaylı tek başına atama yetkisi veren düzenleme, kamu yararı ve hukuk devleti ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.''
GEREKÇEYLE UYUMSUZLUK
Cumhurbaşkanı Sezer, yasa ile gerekçede belirtilen amaç arasında uyumsuzluk ve Kurum için öngörülen statü yönünden getirilen kurallar arasında çelişki bulunduğunu ifade etti. Sezer, gerekçesinde şunları belirtti:
''Yasa'nın gerekçesinde, ''Tüm gelişmiş ülkelerde bilimsel ve teknolojik gelişme, bir devlet politikası olarak önem taşımaktadır'' denilerek, bilimsel ve teknolojik gelişmenin bir devlet politikası olduğu kabul edilmektedir.
Bilim ve teknolojide devlet politikası üretecek kurumların özerk olmaları işin doğası gereğidir. Çünkü, ancak özerk ve bağımsız kurum ve kuruluşlar, etki ve baskı altında kalmadan doğru politikalar üretilebilmesine yardımcı olabilirler.
Bu nedenledir ki, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu kurulduğundan beri tüzelkişiliğe, mali, idari ve dolayısıyla bilimsel özerkliğe sahip bir kuruluştur. Siyasal etki ve karışmalardan uzak olduğu için de görevini başarıyla sürdürmüştür.
Gerekçede bilim ve teknolojinin bir devlet politikası olduğu belirtildikten sonra incelenen Yasa'da Bilim Kurulu üyelerinin seçimi yetkisinin, çoğunlukla hatta kimi zaman tümüyle siyasal iktidarın başı olan Başbakan'a verilmesi gerekçe ile Yasa arasındaki uyumsuzluğu göstermektedir.
'BAĞLI KURULUŞTAN, 'İLGİLİ' KURULUŞA...
Öte yandan, incelenen Yasa'yla, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Başbakanlığın "bağlı" kuruluşu olmaktan çıkarılıp "ilgili" kuruluşu konumuna getirilmektedir. Bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen 27.09.1984 günlü, 3046 sayılı Yasa'nın,
*10. maddesinde, "bağlı kuruluşlar", bakanlığın hizmet ve görev alanına giren ana hizmetleri yürütmek üzere, bakanlığa bağlı olarak özel yasayla kurulan, genel bütçe içinde ayrı bütçeli, katma bütçeli ya da özel bütçeli kuruluşlar,
*11. maddesinde de, "ilgili kuruluşlar", özel yasa ile kurulan özel hukuki, mali ve idari statüye bağlı, hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları, biçiminde tanımlanmıştır.
Bu tanımlara göre, "ilgili kuruluşlar", "bağlı kuruluşlara" göre daha özerk statüye sahiptirler. Nitekim, 3046 sayılı Yasa'da, bağlı kuruluşların kimi birimleri bakanlıklarla birlikte düzenlenip aynı ilkelere bağlı kılınmışken, ilgili kuruluşlarda bu birimlerin kurulması yasasına bırakılmıştır.
İncelenen Yasa'da, yukarıda açıklandığı gibi, bir yandan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun statüsü "ilgili kuruluş"a dönüştürülüp Kurum daha özerk bir yapıya kavuşturulmak istenirken, öte yandan Bilim Kurulu üyelerinin atama yetkisinin, vesayet sınırlarını aşacak biçimde doğrudan Başbakan'a verilmesi bir çelişki oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, incelenen Yasa'nın 3, 4 ve 9. maddelerindeki düzenlemeler Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun bilimsel özerkliği, kamu yararı ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun bulunmayan 5344 sayılı "Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", 3, 4 ve 9. maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın değişik 89 ve 104. maddeleri uyarınca geri gönderilmiştir.''
|