Bir yıl önce tarih olan Neyir Triko'ya yeniden can veren üç ortaktan biri Refik Aksoy, Çin'e bu marka ile set çekecek.
Bir dönem triko denilince akla gelen bir iki isimden biriydi Neyir. Yaklaşık 30 yıl önce kurcusu Jak Neyir İzisel'in ölümü ile tarihin sayfalarına gömülen Neyir'in kepenklerini üç arkadaş kaldırdı. Abdullah Erdeliş, Faruk Ülker ve Refik Aksoy'un bir yıl önce Neyir'i yeniden keşfetmelerinin ardında kuşkusuz güldür güldür gelen Çin tehditi vardı. Nitekim 2005 başında kotaların kalkması ile ortaya çıkan tablo Türk tekstil ve hazırgiyim sektörünün korkmakta hiç de haksız olmadığını gösterdi. ABD ve Avrupa ülkeleri adeta Çin istilasına uğradı. Bu noktada Türkler'in ellerinde en büyük koz olarak ise "hız" kaldı. İhracat ağırlıklı çalışan şirketler de bu sırada dönüp Türkiye'ye bir daha baktılar, çünkü ayakta kalmak için "marka olmak" gereği bir kez daha yüzlerine çarpmıştı.
İHTİYAÇTAN DOĞDU İşte Neyir böyle bir ihtiyaçtan yeniden doğdu. Neyir'in imalatçı ortağı olan ve 1998 yılından bu yana Öreneller'de Yönetim Kurulu Başkanı olarak Refik Aksoy, Türkiye'nin önünde zorlu bir 10 yılın olduğuna işaret ediyor. "2015 yılına kadar dayanan kurtulur" diyen Aksoy, Neyir'in marka olarak Türkiye'de tutunması için kendilerine 2.5 yıl zaman veriyor. Aksoy, "Bu süre içinde bunu başarırsak Avrupa'ya da açılacağız" dedikten sonra Neyir adı altında oluşturulacak mağaza zincirinin en geç bu yılın sonunda devreye gireceğini dile getiriyor.
BEN HIZLIYIM İngiltere'de tekstil eğitimi alan 33 yaşında genç bir patron olan Refik Aksoy, triko üreticilerinin Çin ile 2005 başında değil yıl önce karşılaştığını ifade ederek, " Ben 5 yıl önce Amerika'daki pazarımı Çin'e kaptırdım. Ondan sonra da hiç bir pazarımı kaptırmadım. Çünkü ben artık kolleksiyon yapıyorum, moda ürünler satıyorum. Üstelik bunu 21 günde teslim ediyorum. Çin'in şükür ki bunu yapmasına imkan yok. Avrupalı geliyor bana diyor ki, 'Bak Çin orada duruyor, yoksa ona yaptırırım.' Ben de git o zaman yaptır ama benim kalitemde benim hızımda olmaz diyorum. Sonunda bana 1 Euro fazla veriyor yine dönüp dolaşıp bana geliyor" diyor. "Bize marka olun, kendinizi kurtarın diyorlar. Ama kusura bakmayın 14 bin tane şirket var,bu ülkeden 14 bin marka çıkmaz" diyerek ilgi çekici bir başka konuya da değinen Aksoy sözlerine şöyle devam ediyor: "Hakikatten markalaşmak lazım. Çünkü yakın zamanda Osmanbey'deki, Yeşildirek'teki mağazalarda belki de Çinliler'i görmeye başlayacağız. Bugün bir çok Çinli arkadaş var! geliyorlar senin yerine ben üretim yapayım diyor. O zaman şu dışarıdaki 500 kişi işsiz kalır, yoksa belki ben daha çok para kazanırım. Ancak böyle bir şeyi benim kabul etmem mümkün değil."