| |
|
|
Celal Sönmez anlatıyor
Rahmetli babamın, annemden önceki eşinden bir çocuğu var. Bursa'da pek çok kişi bilir, tanır: Kubilay Enez. Babam vefat ettiğinde, Kubilay abi 55 yaşındaydı. O yaşa kadar babam onu kendi nüfusuna geçirmemişti. Nedenini babam bilir.
Kubilay Enez'i yıllarca abi diye bildim. Kendisine ve ailesine baktım. Babam, vasiyetinde dedi ki: - Celal oğlum... Senden rica ediyorum, Kubilay'ı ele güne muhtaç etme... Rezil etme... Sahip çık. Babamın sağlığında ve ölümünden sonra, artan bir ilgiyle, ona ve ailesine baktım. Çocuklarına baktım. Allah ve Bursa şahittir.
Kubilay abimin 3 çocuğu vardı. Biri trafik kazasında öldü. Kızı, bizim şirkette çalışıyordu. Kıbrıs' ta okuttum, altına araba verdim.
Kubilay abi, babamın sağlığında Sönmez İnşaat'ın yaptığı bir evde oturuyordu. Babam ona evin tapusunu vermemişti. Yine babamın sağlığında ona işyeri açıldı. İplik üzerine, bakkaliye üzerine. Hepsini batırdı. Babam ölünce, ilk işim, Kubilay abinin oturduğu evi, onun üzerine yapmak oldu.
Bir süre önceydi. Bir avukat bey geldi. "Nesep davası açacağız... Kubilay Enez'in soyadını Sönmez olarak değiştireceğiz... Babanızın nüfusuna kaydettireceğiz" dedi. "O benim abimdir, hiçbir itirazım olmaz" diye konuştum. Mahkemeye hiçbir itirazda bulunmadım. Ve "Kubilay abim, Sönmez soyadını aldı."
İki ay kadar önceydi. Yine avukat bey geldi. Bu defa konuşması biraz değişikti. Agresifti, iticiydi, inciticiydi. Şirketin defterlerini, hesaplarını kontrol etmek istiyordu. Benim ticari itibarım var. Ve hiçbir gizli kapaklı yanım yok. Sinirlendim, Kubilay abime yaptığım ödemeleri kestim.
Kubilay abimin yaşı 60'ı geçti. İlkokul mezunu, bazı psikolojik sorunları var. Avukat sanırım onu Kuşadası'na kaçırmış. Ben bu operasyonun hiçbir safhasında devreye girmedim, hukuki hiçbir sürece itiraz etmedim. Şimdi başka ne söyleyebilirim?
|