|
|
|
|
|
|
Dünyanın en ünlü casusları
Atilla Akar "Casuslar-Derin Savaşın Sıradışı Neferleri" adlı kitabında casusları anlatıyor. Kitapta Amerikalı yazar Ernest Hemingway'den Macar asıllı İtalyan porno yıldızı Cicciolina'ya, casusluk yapan pek çok ünlünün hayat hikayesi var.
Sır tacirlerinin dünyası
Gazeteci Atilla Akar 'Casuslar' adlı kitabında efsane isimlerden unutulmayan olaylara bu nefes kesen dünyanın tüm ayrıntılarını anlatıyor.
Casuslar, gazeteci Atilla Akar'ın onbirinci kitabı. Kendi deyimiyle "derin mevzular" üzerine yazdığı kitapların ise altıncısı. "Casuslar-Derin Savaşın Sıradışı Neferleri" başlığını taşıyan bu kitapta hemen herkesin merakını cezbeden casusluğun bütün sırları var. Atilla Akar, kendini bildi bileli içinde gizlilik olan konuları merak ettiğini, bu tür kitaplar okuyup, bu tür filmler izlediğini söylüyor. 11 Eylül'de gerçekleşen olaylardan sonra bu "derin mevzular'ı araştırmaya başlayan başarılı gazeteci, bu derin noktalardan biri olan casusluk örgütlerini de yakın markaja almış. Akar kitabında casusluğun nasıl ortaya çıktığını, casusluk örgütlerini, nasıl çalıştıklarını, karmaşık yöntemlerini gözler önüne seriyor. Kitapta casusluk tarihinin efsane isimleri ve olayları da var. Atilla Akar'ın bu kitabında Türk casuslar ve onların karıştığı olaylara yer vermemiş, çünkü bunun ayrı bir çalışma konusu olduğunu söylüyor ve casusluğun esas itibarıyla Batı kökenli olduğunu hatırlatıyor. Akar, geçmişte bu konuda tüm dünyada esas olarak iki büyük yapı olduğunu söylüyor: "Amerikan gizli servisi CIA ve Sovyet gizli servisi KGB. Fakat bu iki örgütün çalışma tarzları biraz farklı. KGB'nin özellikle Batı'daki casuslarının çoğu Marksizm'e inanmışlar. Dolayısıyla idealistler. Çok az paraya çalışırlar, maddi çıkar gözetmezler. CIA'de de tabii ki kendine göre Amerikan yurtseverliğine inanmış insanlar var ama daha profesyoneller."
SOSYETE FALCISININ KEHANETİ! İkinci Dünya Savaşı sırasında hemen her meslek ve sınıftan kişiler casusluk oyununa katılmışlardı. Bunlardan birisi de Almanya'nın tanınmış sosyete falcılarından Anna Krause idi. Sovyetler Birliği hesabına çalışan "Kızıl Orkestra" nın bir üyesiydi Krause. Nazi ileri gelenlerinin kehanet, parapsikoloji ve bilinmeyene yönelik ilgilerini casusluk amacıyla kullanmıştı. Çevresinde Nazi bürokrasisinden, ordudan, iş dünyası ve bakanlıklardan bir kalabalık vardı. Bunların bir kısmı kendi kişisel geleceklerini merak edip Krause'ye gidiyorlardı. Falcı kadın da fallarına bakarmış gibi yapıp onları soruları ile yönlendiriyor ve aslında askeri sır veya devlet sırrı sayılabilecek birçok bilgiyi ağızlarından alıyordu. Ayrıca bu kritik kişilerin zaaflarını, kişisel eğilimlerini öğreniyor, bunları "Kızıl Orkestra"ya aktarıyor ve Sovyet casusluk ağı da içlerinden uygun olanlara çengel atıyordu. Anna Krause, birçok bilgiyi bu sayede elde etti. Yani fal seansı esnasında yapılan gevezelik önemli bir istihbarat malzemesine dönüştü.
OYUNCAK AYIDAKİ TELSİZ Eski casuslar için en önemli ve zor konulardan biri, radyo-telsiz aygıtlarının saklanması sorunuydu. O zamanlar bugünkü gibi basit, küçük, pratik iletişim aletleri yoktu. O yüzden haberleşmenin sürmesi, telsizlerin iyi saklanmasına bağlıydı. Casusun pratik yetenekleri de çok önemliydi bu konuda. Nitekim böyle bir casusluk hikayesi 1941 yılında İngiltere Oxford'da yaşandı. Olayın kahramanı ise "Sonia" kod adlı Ruth Werner'di. GRU, yani Rus Ordu Haberalma Dairesi adına çalışıyordu. Burada Ruth Beurton kimliğiyle son derece iyi, kısa boylu ve tombul bir ev kadını görünümünde faaliyet gösteren Sonia, komşularından birinin şüphelenmesi ve ihbarı üzerine polisler tarafından sorguya çekildi. Ama o kadar tipik bir ev kadını görüntüsü veriyordu ki, polisler böylesi bir kadının casus olabileceğine ihtimal vermediler. Bu yüzden evi bile aramadan çekip gittiler. Çünkü Sonia'nın birçok özelliğinin yanı sıra ilginç bir buluşu da vardı. Telsizini, küçük oğlunun oyuncak ayısının içinde saklıyordu. Böylelikle bir oyuncak gibi görünen telsizi kamufle etmiş oluyordu. 1947'de her şey ortaya çıktığında Sonia çoktan kaçmıştı. 1982'de anılarını yayınladı.
KAYINVALİDESİNE GÜVENDİ 1968 yazı Batı Almanya'da casusluk faaliyetlerinin iyice yoğunlaştığı bir dönem olmuştu. Bunlardan birisi de Karlsruhe Nükleer Üssü'nde patlak veren casusluk skandalıydı. Birçok ajan yakalanmıştı. Bu şebekenin örgütleyicisi Ulrich Herming adlı bir casustu. Bütün gizli belge ve casusluk aletlerini kayınvalidesine teslim etmişti. Kayınvalidesinin bir gevezelik etmeyeceğinden de çok emindi. Çünkü söz konusu belge ve casusluk aletlerini aletleri, uzun süre önce ölmüş olan kayınvalidesinin mezarında saklıyordu.
Eylem Bilgiç
|
|
|
|
|
|
|
|
|