Sakin olun...
Olay mecrasından çıktı. Dünkü yazıma gelen tepkilere bakınca spor servisinde çalışan arkadaşlarıma "Allah yardımcıları olsun" diyorum. O ne küfür dolu mesajlar... O ne abartılı destek mesajları. Naklen yayın gelirlerinin futbol takımlarına dağılımındaki eşitsizliği dile getirdiğim zaman da benzer tepkiler almıştım. Kimi 'Fenerbahçe düşmanı', 'kimi Beşiktaş düşmanısın' dedi. Sanki taraftar barut fıçısı üzerinde oturuyor. Seyrantepe projesini incelemeye karar verince, bu kez de Galatasaray düşmanı ilan edildim. Ama değilim. Galatasaray'ın Avrupa kupalarındaki erişilmesi güç başarılarını bir Türk olarak gururla izledim. Bu kulübün Türkiye'nin tanıtımına yaptığı katkının parasal değerini tahmin bile edemeyiz. UEFA Kupası'nı kazandıklarında ben de herkes gibi gururlandım. Bir Beşiktaş taraftarı olarak, GS'nin dünya markası oluşunu büyük bir hayranlık ve kıskançlıkla izledim. Bugünkü gibi centilmen başkana sahip olmalarını takdir ettim. Türkiye tanıtımına yaptıkları katkının ödüllendirilmediğini bile düşünüyorum. Ancak konulara bir taraftar gözüyle yaklaşmamayı da öğrendim. Çünkü fanatizme kaçan taraftarlık, konulara objektif bakmayı engelliyor. Körleştiriyor insanı. Neredeyse, incelenen her konuya "benim takımın yaptığı her şey mübah, rakiplerin yaptığı her şey yasadışı ve ahlaksızlık" diye bakılıyor. Samimi düşünceme gelince: Türk futbolu, ekonomisi, magazini, gazete tirajı ve skoruyla sadece 4 takım üzerinde dönüyor. Devlet eliyle büyütülüyorlar, devlet eliyle destekleniyorlar. Birbirleriyle kavga ederken bile aslında birbirlerini büyütüp, diğer küçüklere hayat hakkı tanımıyorlar. Varsa yoksa 4 takım. Varsa yoksa futbol. İstanbul'un en değerli arazilerinin üst kullanım haklarını alıyorlar. Trafiği felç etme pahasına statlarını büyütüyorlar, iş merkezi yapıyorlar. Sıkıntıya girince vergi cezalarını indirtiyorlar. Hesapsız, transfer harcamaları yapıp, sonra "kurtar bizi devlet baba" diye Ankara'ya çadır kuruyorlar. Beşiktaş'ın (90 dönüm) Fenerbahçe'nin (67 dönüm) Galatasaray'ın (60 dönüm) tesisleri devlete beş kuruş verilmeden alınmış araziler üzerinde. Statları 49 yıllığına devletten kiralamışlar. Büyük taraftar kitlesinin gücüyle devlet imkânlarını zorluyorlar. Eleştirin veya destek verin. Realite bu. Seyrantepe olayını ortaya ben çıkarmadım. Bölük pörçük basında yer aldı. Aslına bakarsanız, projenin tartışma konusu olmasının nedeni, Galatarasay'ın geliştirdiği proje ile ezeli rekabette büyük bir mali güce kavuşacak olması. Yoksa konu sadece stat yapımı olsa, kimse ses çıkarmayacak. Ama mevcut proje Galatarasay'a elinde tapusuyla stat yapma imkânı yaratıyor (tapu demek, kredi bulmak demek). Stadın yanında bağımsız bir alışveriş merkezi kurma ve düzenli gelir elde etme imkânı yaratıyor. Sanmayın ki diğer kulüplerin derdi Seyrantepe projesini durdurmak. Asıl amaç, kendilerine haksızlık yapıldığı izlenimini verip, benzer projeler için Ankara'yı sıkıştırmak... Proje artık engellenemez noktaya geldi. Bu araziyi 75 trilyona yakın bir parayla satın alacak kooperatiflerin üstbirliği Doğa Başak Konut Yapı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ersin Acar ve Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ile görüştüm. İki kurumun anlaşmazlık noktalarını çözdüğünü ve söz konusu arsanın satın alınması için düğmeye basıldığını belirtmekle yetineyim. Projenin getirileri ve görüşler yarına kaldı.
|