Ruhun penceresi gözdür
Bütün sanatların anası paylaşma içgüdüsü. Duygularınla biriktirdiklerini, bilgiye dönüştürdüklerini, topladıklarını kendi süzgecinden geçirip başkalarıyla paylaşmak; birlikte yeniden şekillendirmek, varolmanın temel amacı. Bazı güzellikler insanın elinin altına düştü mü paylaşmak gerekir. Çok emek verilmiş, çok para dökülmüş, çok zaman ayrılmış bir kitap var masamın üstünde. Şık bir karton kutunun içine yerleştirilmiş iki ciltlik bu çok kapsamlı eser Osmanlı İmparatorluğu'nda doğmuş Ermeni ressamların öyküsünü anlatıyor. Birçok tablonun yanıbaşında ressamların fotoğrafı da var. Bu çalışma Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında doğmuş, resim uğraşını sürdürmüş Ermeni sanatçılar hakkında Garo Kürkman'ın 15 yıl sürdürdüğü araştırmanın ürünü. 17. yüzyıldan 1923'e, Cumhuriyet'in ilanına kadar geçen zaman arasında doğmuş 450 sanatçının çalışmalarını bir araya getirmiş Garo Kürkman. Dikran Masis de destek olmuş, bu muhteşem eser çıkmış ortaya. Dr. Nazan Ölçer ve Dr. Filiz Çağman, kitaba yazdıkları sunuş yazısında önemli bir not düşmüşler. "Osmanlı topraklarında yaşayan, onun eşsiz bir mozaikte buluşturduğu çeşitli dinlere mensup toplumlar 18. yüzyıl ile başlayan ve giderek yoğunlaşan Avrupa etkisine, en çabuk uyum sağlayacak kesim olmuştur. İslam dininin insan tasvirini yasaklayan kısıtlamalarına tabi olmayan bu cemaat için, Batılı anlamda bir sanat eğilim ve eğitimine ulaşan yol, çok uzak olmamıştır." Sanatı kendilerine yaşam biçimi olarak seçenler, ne iş yaparlarsa yapsınlar, yaşamlarını bir sanata dönüştürürler. Bütün sanatçılar gördüklerini bire bir kopya etmenin değil anlatmanın, anlattıklarına kendi bakışlarını, yorumlarını eklemenin peşinde tüketirler ömürlerini. Oscar Wilde, "Dorian Gray'in Portresi" adlı eserinde, "Dünyanın gerçek gizemi görünenler değil görünmeyenlerdir" buyurmuş. Ressamlar kopya etmezler, baktıklarının gözlerini kapattıklarında zihinlerine düşen halini anlatmaya çalışırlar. İyi portreciler boyadıkları yüze, kendi ruhlarını saklarlar. Resimdeki izleyenlere bakan gözlerin arkasına kendi bakışlarını gizlerler. Mona Lisa'nın gözleriyle size bakan Leonardo da Vinci'dir. Büyük ressamlar boyayı fırçayla değil, ruhlarıyla karıştırırlar. 450 ressam boyadıkları resimlere gözlerini saklamışlar. O resimlerin arkasından size bakıyorlar. 450 ressam binlerce öykü anlatıyor size. Bir bakışa sinmiş, bir portakal kabuğunun arkasına gizlenmiş, bir ağacın dibine oturmuş öyküler. 450 ressam geçmişi günümüze taşıyor. Dünya sanat tarihine geçmiş, insanlığın ortak malına dönüşmüş renk cümbüşü ve coşkun ışıldamalar kitabın sayfaları arasında sizleri bekliyor. Resim akıl işidir, yapan için de bakan için de... Aklı devreye sokup gezinin bu kitabın sayfaları arasında. İyi ressam der ki "Ben boyaları kendimle karıştırırım." Siz de kitabın sayfalarını kendinizle karıştırın. Her seferinde başka gizler keşfedip, başka zamanlarda, başka ülkelerde bulacaksınız kendinizi. Buyrun Leonardo da Vinci'yle bitirelim..." Resim göze seslenir, ruhun penceresi de gözdür." Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni Ressamlar kitabından bir tane edinin, açın ruhunuzun pencerelerini, kitabın keyfini çıkarın.
|