Sanki Bir Filozof
İran'ın Reformcu Devlet Başkanı Hatemi, son derece kibar ve hürmete layık bir bilge
1999 Kasım'ında Paris'e yaptığı dört günlük devlet ziyareti öncesi Fransız gazetelerinde çıkan tam sayfa haberlerde sadece Iran'dan gelecek bir devlet adamından değil bir filozoftan söz ediliyordu. İnsanların yüzünü okumakta azçok fikir sahibi herhangi biri, onun sadece fotoğraflarına bakarak da yeryüzünde çok az yüzde vuk'u bulabilecek güzelliği görür. Hukuk, felsefe ve din eğitimiyle birlikte besbelli ki Fatiha suresinde belirtildiği üzere 'dosdogru olmaya' inanmış biri. Ansiklopedi olmak için değil, dünyaya katkıda bulunmak üzere yola çıkmış ama nefsi kendisini aşan ve vücudunu adeta güzel bir elbiseye askı gibi bırakmış bir entelektüel de değil. Bilginin vücud bulduğu biri. O batıdan doğuya güzel gördüğü ne varsa reddetmemiş, sevmiş, sevdiklerini de başkalarıyla paylaşan, çalışkan, alçakgönüllü, son derece kibar, mütavazı, kadirşinas, yaradılıştan ve yaşayarak da asil, hürmete layık bir bilge. Geçen hafta Paris'te, UNESCO'da onun önderliğiyle başlatılan 'Medeniyetler arası diyalog' toplantılarında yaptığı konuşmada; 'Dünya onlar olmasaydı neye benzerdi' diye sayarken Buda'nın gülümsemesini, Hz. İsa'nın aşkını, Hz. Musa'nın merhametini, Kuran'ın ayetlerini, Doğu'da ve Batı'daki bütün önemli alimleri, Platon'u, İbni Sina'yı, Farabi'yi, Hegel'i, Pascal'ı, aydınlanma çağını, romantik akımı, bilge Yunan deliliğini, Fars şiirini, Bach'ı, Beethoven'i, Mozart'ı insanlık mirasının her büyüğünü, dönemini andı. Figaro gazetesinin; 'Gençler yani 97'de sizi iktidara taşıyanlar düş kırıklığına uğradı. Reformları yeterli görmediler' sorusuna yanıtı da etkileyiciydi: 'Sizinle aynı görüşteyim. Bu canlılık, bu ümid eskiye kıyasla daha az kuvvetli İran'da... Bu düşkırıklığı bizim diktatoryal geçmişimizin sonuçları. Bizim neslin mantalitesi diktatorlük rejimi dahilinde gelişti. Bu sebeple gençler onların içinde bir kurtarıcı arıyorlardı ve bütün beklentilerini onun üzerine koydular. Beni gençlerden ayıran şey; ben demokrasinin bir proje değil bir süreç olduğuna inanıyorum. Kısa vadede beklentilerinin gerçekleşmemesi bu nedenle onları memnun etmedi. Ama inanıyorum ve ümid ediyorum ki; toplum şiddete başvurmadan daha büyük bir olgunluğa ulaşacak ve demokratik reformlarını, hedeflerini gerçekleştirecek'.
|