Gül: Bölgenin kaderi maalesef...
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e önceki gece şu soruyu yöneltiyoruz: "Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis'i ağırladığınız sırada patlak veren 2. Kardak krizini nasıl karşıladınız?..." Meclis'te sözde Ermeni soykırımına ilişkin özel oturumun ardından geldiği Dışişleri Konutu'nda Gül, sona eren krize önem vermiyor. Önce Molivyatis'i övüyor; Başbakan Karamanlis'in yakınındaki tecrübeli siyasetçilerden biri olduğunu belirtiyor. Kardak'ta kriz tırmanırken Molivyatis ile birlikte yemekte olduklarını anımsattığımızda ise şöyle diyor: "Her zaman bölgede bunlar oluyor, kaderi maalesef. Bilinen tavırlar. Molivyatis çok tecrübeli, deneyimli biri. Soğukkanlı ve sükunetle olayı karşıladık. Tecrübesiyle sorunun çözümüne yardımcı oldu..."
Çözümün formülü sabır Gül, sorunların tamamen çözülmesinin formülünü, "Sabır" diye açıklıyor. Görüşmeler sonrasında açıkladıkları iki ülkenin hava sahası ihlali ile ilgili sorunların, doğrudan muhabere yoluyla çözülmesine ilişkin karar hakkında bilgi veriyor. "Buradaki en önemli detay şu" deyip anlatıyor: "Daha önce biz bu tür ihlal iddiaları olduğunda Yunanistan ile NATO üzerinden konuşurduk. Şimdi Eskişehir ile Larisa'daki, Ulusal Hava Harekat merkezleri arasında doğrudan muhabere hattı kurulacak..."
NAC'taki tartışma Bu aşamada NATO'da yaşanan bir gelişme üzerinde konuşuyoruz. Hafta içinde Brüksel'de toplanan Kuzey Atlantik Konseyi'nde (NAC) Alman Heyet Başkanı Markus Meckel, şöyle diyor: "Türkiye, Kıbrıs dolayısıyla NATO-AB ilişkilerini tıkadı..." Konsey Başkanı Fransız Pierre Lellouche de Meckel'e destek veriyor: "Türkiye'yi severim ama, bizi zora sokuyor..." NAC Başkan Yardımcısı Vahit Erdem ise NATO Konseyi'nin Aralık 2002'de aldığı, "Kıbrıs'ın hangi konularda NATO dahili olmayacağına" ilişkin kararını anımsatıp çelişkiye dikkat çekiyor: "Kıbrıs çekincesini koyan NATO Konseyi. 2004'te Kıbrıs AB kurallarına aykırı bir şekilde tam üye yapılınca da bu yok olmadı. Şimdi Türkiye çekincesini kaldırsın diyorsunuz. Çekince Türkiye'nin değil ki NATO zirvesinin..." Gül'ün yaşanan gelişmeye tepkisi de telefon sohbetimizde benzer oluyor. "NATO da AB'nin içinden geliyor. Benim bunlar için söyleyecek tek sözüm var; AB tüzüklerini çıkarın bakın yeter..." Gül, bütün bunlara rağmen TürkiyeYunanistan arasındaki sorunların çözümü konusunda önemli adımlar atıldığını belirtikten sonra noktaya daha işaret ediyor: "Sorunların çözümü için komiteler kuruluyor. Bence asıl önemli olan bu..." Dışişleri Bakanı Ankara'da bulunduğu bir sırada, Yunanistan'ın Kardak'ta krizi tırmandırma yoluna gittiğine ilişkin sorumuza Gül, yanıt vermek istemiyor.
Klasik kriz planı Öyle görülüyor ki, AB'ye tam üye olmasının üzerinden yıllar geçse de Yunanistan'da bazı eski alışkanlıklar son bulmamış. Yıllarca siyaseti etkisi altında tutan Yunan derin devletinin içindeki bazı bürokratların davranış kalıbı değişmemiş. Petros Molivyatis Ankara'ya hareket ederken, bir balıkçı teknesi ve ardına takılmış sahil güvenlik botu da Kardak'a doğru yola çıkmış. Molivyatis'in Ankara ziyaretini yarıda kesip geri döşünü sağlanmak için hazırlanmış klasik kriz planı... Nitekim Molivyatis'in dün, "Görüşmeleri kesip Ankara'dan niçin ayrılmadınız" sorusuna verdiği yanıt da bunu doğrular nitelikte: "Ayrılsaydım bunu Türk-Yunan ilişkilerinde hızlı bir kötüleşme izleyecekti ve ciddi bir kriz yaşayacaktık. Halbuki konuyu ele alış biçimimizle potansiyel bir olay ortadan kaldırıldı ve şimdi sükunet var..." Gül'ün de başlangıçta vurguladığı gibi Molivyatis'in de siyasi tecrübesi, krizin çözümüne katkı sağlıyor. Devlet adamı kolay olunmuyor...
|