|
|
|
|
Sinemamız kurtuldu mu?
Türk sinemasında 90'lı yıllara oranla görülen hareketlilik, salonlarda sürekli bir Türk filminin gösterimde olması, hatta bazılarının gişede Hollywood'u bile ikiye katlaması akıllara hep aynı soruyu getiriyor: 'Türk sineması kurtuldu mu?' Sinemanın usta oyuncularına sorduk. Kimi senaryoların kötü ve özgün olmadığından dem vurdu, kimi üslubun olmamasından kimi de aynı oyunculara kilitlenip kalınmasından... Ama hepsi de bir canlanma olduğunu kabul etti.
Hep komedi... Kadir İnanır: Son dönem filmlerinin çoğunun komedi ağırlıklı olmasından şikayetçi olan usta oyuncu, sinemanın kolay kolay eski parlak günlerine dönmesinin zor olduğunu belirtiyor: "Bir canlanma olduğu doğru ancak bu, canlanmadan öteye gitmiyor. Çekilen film sayısı hâlâ çok az. Yılda 250 film çekilirdi, şimdi yılda 15 film zor çekiliyor. Son zaman filmlerinin hepsi de nedense komedi ağırlıklı..."
Üslup yok! Şener Şen: Artık sinemada bir üslubun olmadığını söyleyen Şener Şen de çekilen film sayısının azlığına dikkat çekiyor: "Beğenelim, beğenmeyelim Türk sinemasında bir üslup vardı. Artık yok! Üstelik 70'li yıllarda yüzlerce film çekilirdi. Şimdi çok az film çekiliyor..."
Senaryolar kifayetsiz Ediz Hun: Senaryoların kalitesiz olduğunu söylüyor: "Sinemanın kurtulmasını arzuluyorum. Ama eski günlerine dönemez. Son dönem filmlerin tek sorunu senaryoların kifayetsiz olması. Oyuncu, yönetmen, teknik ekip sorunu yok sinemada ama senaryo sorunu var. Konular birbirine benziyor. Amerikan filmlerinin senaryosu çok iyi. Bir Clint Eastwood 75 yaşında Oscar alıyor. Çok mu iyi? Hayır, o iyi değil. Filmin senaryosu çok iyi."
G.o.r.a.'yı beğendim Hülya Koçyiğit: Sinemanın kadın starı yeni dönem Türk sinemasını öve öve bitiremiyor: "90'lı yıllarda üretim yoktu. Bugün insanlar sinemaya Türk filmleri için gidiyor. Sinemacılar verimli işler çıkarmaya başladı. Yapımcılar büyük paralar yatırabiliyorlar artık sinemaya. Büyük bir umut var. Canlanma başladı. Ben G.O.R.A.'yı beğendim..."
Filmler piyasa malı Cüneyt Arkın: Yeni dönem filmlerin çoğunun piyasa malı olduğunu ifade ediyor: "Kentlere göç, gecekondu kültürü ve sosyoekonomik şartların düşmesi insanları eve kapadı. Herkes televizyonlara yöneldi. Bu esnada salonlar kapanmaya başladı. Amerikan filmleri ön plana çıktı. O sırada çöktü Türk Sineması işte. Son yıllarda çekilen Türk filmlerinin birçoğunu izledim. Belki Cem Yılmaz'ın filmi doldurdu salonları. Ama çok seyirci gelmesi, bir başarı mı? Birçokları piyasa malı."
Eskiden de iyi değildi Ekrem Bora: Sinemanın eskiden de iyi olmadığını ve bunun nedenini de hükümetlerin sinemaya yardım etmemesi olarak gösteriyor: "Hiçbir şey değişmedi bence. 50 senedir hükümetler sinema sektörüne yardım etmiyor. Halen daha telif hakları yasasını çıkartamadılar. Teknolojik olarak hiçbir şey değişmedi o günden bugüne. Bir tek kamera mı değişti? Dünya sineması neler yapıyor, biz halen aynı yerde duruyoruz..."
Üretkenlik yok İzzet Günay: Üretkenliğin azaldığını kabul eden oyuncu, sinemanın olumlu yönlerine değindi: "Sinema bizim dönemimizdeki üretkenliğini kaybetti. Çekilen film sayısı yeterli değil. Buna rağmen canlanma var. En azından bizim zamanımızdaki hataları tekrarlamıyorlar."
Hep aynı oyuncular Selda Alkor: Hep aynı oyuncuların rol almasından şikayetçi: "Sinemada sadece kıpırdanma var. Çekilen filmler genelde aynı insanlar arasında dönüyor. Herhalde piyasada oyuncu kalmadı ve oyuncu da yetişmiyor. Senaryolar da özgün değil. "
Sinemamızın kimliği yok Halil Ergün: Sanat filmlerinin değişmez ismi, popüler filmlerin gürültü koparmasının sinemanın kalkındığı anlamına gelmediğini vurguluyor: "Türk Sineması bütün zor koşullara rağmen kan-ter içinde ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bugün de birçok insan, dişini tırnağına takarak film yapmak için uğraşıyor, dense bana, buna 'doğru' derim."
|
|
|
|
|
|
|
|
|