Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların 2001 yılında yaşanan krizden ders aldıklarını, kriz tecrübesiyle işi götürmeye çalıştıklarını ve götürdüklerini belirtti.
Bilgin, Erciyes Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Finans ve Bankacılık Kulubü'nce düzenlenen ''Türk Bankacılık Sistemi'' konulu konferansta, son 20 yılda bankacılık sektöründe çok büyük değişiklikler olduğunu, asıl büyük değişikliğin ise son 5 yıl içinde gerçekleştiğini kaydetti.
Artık bankaların eskisi gibi bankacılık yapmadığını ifade eden Bilgin, bankaların hem kendi aralarında hem de diğer finans kurumları ile rekabet ettiklerini, rekabetin ise çok kızıştığını belirtti.
1990 ile 2000 yılları arasında bankacılıkta lale devri yaşandığını anlatan Bilgin, ''Bankalar bu yıllar arasında kredi verme alışkanlığını unuttu. Bankalar bu dönemde Hazine Bonusu aldılar'' dedi.
Bilgin, Türkiye'de bankacılık sisteminin ileriye yönelik projeksiyonunun çok iyi olduğunu, bu nedenle Türk Bankacılık sistemine ilginin fazla olduğunu bildirdi. Türkiye'de mevduatın yeteri kadar büyümediğini kaydeden Bilgin, şunları söyledi:
''Türkiye'de mevduatın vadesi çok kısa. Ortalama 3 aydır. Bankalar topladığı 3 aylık kaynağı, nasıl 1-2 yıllık kredi olarak verebilir? Elbette bankalarda bir vade boşluğu normaldir. Birebir dengeyi sağlayamazsınız. Bu kadar büyük dengesizlik bankaları rahatsız etmekte, ileriye yönelik projeksiyon yapmalarını engellemektedir. Bankalar bir şekilde bunu çözmeye çalışıyorlar. Bankalar bunun için sendikasyon kredisi alıyorlar. 2004 yılı sonu itibariyle 9.4 milyar dolar kredi buldular ve Türkiye'deki firmaların finansmanı için kullanıyorlar. Bu önemli bir rakamdır.''
2004 yılının tüketiciler kredileri yılı olduğunu kaydeden Bilgin, kriz dönemindeki ertelenmiş tüketim talebinin bu yılda canlandığını, 2004 yılında 26 katrilyon tüketici kredisi kullanıldığını söyledi. Bilgin, tüketicilerin doyum noktasına ulaşmaya başladıklarını, bu yıl ise geçen yılki gibi olmayacağına, artık bankaların KOBİ'lere ve büyük firmalara yöneleceğine işaret etti.
Bankaların her türlü riski algılamaya başladığını ve riski hesaplamaya çalıştıklarını anlatan Bilgin, şöyle devam etti: ''2001 krizinde kurlardaki ani yükseliş, birçok bankanın fona devredilmesine neden oldu. Artık bankalarda böyle riskli alanlara kayma eğilimleri yok. Gerçekten bankalarımız bu krizden ders aldılar. Kriz tecrübesiyle işi götürmeye çalışıyorlar ve götürüyorlar. Bu da AB ile uyum anlamında bankacılık sektörünün gittiği yol anlamında çok önemli. Bankacılık sektörü de birçok alanda AB ile uyum sağlamış durumda.''