|
|
Türkçe ve internet...
Dil kirliliği düşünce kirliliğine, düşünce kirliliği ise kimlik kirliliğine yol açmakta. Son yıllarda ulusal bağlamda yaşadıklarımızın dilimizin örselenmesiyle yakın ilişkisi de bulunmakta. Ne diyordu F. Hüsnü Dağlarca, "Türkçem, benim ses bayrağım..." Geçen hafta Ankara ve Gazi üniversiteleriyle Dil Derneği' nin ortak düzenledikleri "Türkçe Kurultayı" nın sonuç bildirgesini okuyunca bunları düşündüm. Dil Derneği Yönetim Kurulu adına Başkan Sevgi Özel ile Genel Yazman Zekeriya Kaya' nın imzalarını taşıyan sonuç bildirgesi altı maddeden oluşuyor. İlk beş maddede Türkçe'nin doğru ve güzel kullanımının önemi vurgulanırken, altıncı maddede 12 Eylül'den sonra 'hak gasbı'na uğrayan TDK' nın eski kimliğine kavuşturulması için gerekenlerin yapılması isteniyor. Kurultayın önemle üzerinde durduğu bir konu da Türkçe öğrenimindeki verimsizliğin giderilmesi için gereken çalışmalar, ki katılmamak mümkün değil: "Öğrencinin düşüncesini özgürce açıklayabileceği çok uyaranlı öğrenim ortamları oluşturulmalı; Türkçe dersinde kitaba bağlı kalınmamalı, öğrencinin düzeyine uygun, sanatçı duyarlığıyla hazırlanmış nitelikli metinler oluşturulmalıdır." Şunu çekinmeden söyleyebilirim: Bugün orta öğretimde okutulan Türkçe kitaplarıyla bu nitelikte öğrenci yetiştirmek mümkün değildir. Daha önce de yazdım, bu kitaplar okumaya teşvik değil, ancak soğutmaya yaramaktadır. Bir ders yılı daha bitmek üzere.. MEB, hazırlığını yapmalı, önümüzdeki yıl öğrenciyi Türkçe ile barıştıracak yeni ders kitaplarının hazırlığına başlamalı.
e-posta tacizi... Türkçe Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde yer alan bir görüş de şöyle: "Kitle iletişim araçları, bu ülkenin insanlarının iletişimi için var olduklarını unutmamalı..." İnternet de günümüzde kitle iletişim araçlarının en önemlilerinden biri... Ama kimileri, "taciz"e varan boyutu ile insanları internetten soğutma noktasına getirdiklerinin farkında değiller sanki... Mesela ben, üyeleri olmadığım halde aylardır kimi sitelerin eposta tacizi altındayım. Üyeleri olmadığım halde her gün eposta kutum bunların iletileriyle doluyor çünkü ve uyarılarıma rağmen engelleyemiyorum da... Benim gibi birçok internet kullanıcısı da... İsim mi? İşte Açıkistihbarat, TurkishArmenians, Vizyon2050, turkiyevedunya, Turkhabercileri, Turkistan-N, Turkish Forum vs... Üstelik diyorlar ki, işte sekiz ayda yüz bin üyeye ulaştık, iki yüz bin kişi tarafından okunuyoruz... Yazılı ve görsel basından makasmacun yaparak elinde ne varsa bulabildiğin adrese gönder... Bu mu internet yayıncılığı? Üyesi olmadığı halde buldukları her adrese email gönderen bu siteler için bir yaptırım yok mu? İnternet üzerine fazla bilgim olmamasına rağmen, ülkemizde basınyayın örgütleri gibi internet yayıncılarının da bir örgütü vardır sanıyorum. Varsa, internet kullanıcısı olarak bu konuda ne düşünüyorlar, doğrusu çok merak ediyorum.
|