|
|
|
|
|
12 gün kayboldu, geldi seçim diye bastırdı
|
|
Söz dönüp dolaşıp Kemal Derviş'e geliyor. Bülent Ecevit "Bu zat konusunda müthiş pişmanım" diyor. Bir ara durup düşünüyor "Galiba hayatımdaki tek pişmanlığım Kemal Derviş'tir." "İyi de, siz getirdiniz onu" diyorum, iyice ciddileşiyor. "Kesinlikle ben getirdim. Onun ismini önerdiğim zaman kimse tanımıyordu bile. Arkadaşlar ben önerdiğim için sıcak baktılar. O zaman hatırlarsanız ekonomik açıdan çok sıkıntılı dönemler geçiriyorduk. Koalisyon ortaklarımızı sayın Derviş konusunda ikna ettim. Sonra bir baktık ki her gün MHP'ye hakaret ediyor, saldırılarda bulunuyor. Sık sık uyardım kendisini. 'Yapmayın uzun zamandır uyumlu bir hükümet götürüyoruz bozulmasın' dedim. Sonra ortadan kayboldu."
TEK PİŞMANLIĞIMDIR Ecevit dalıp gidiyor. "Nereye kayboldu" diye soruyorum. Duymuyor bile beni. Sinirlendiğini hissediyorum, yanılmadığımı tekrar konuşmaya başladığında ses tonundan anlıyorum. "Tam 12 gün kayboldu bu Kamil..., Kemal Derviş. Ne Amerika'da bulabildik ne Türkiye'de. En sonunda parti olarak emniyete haber verdik. Onlar da bulamadılar. Emniyet bile bulamadı izini. Nereye gitti bu adam?" "Nereye gitti sizce Bülent Bey?" Ecevit'in sesi bu sefer daha gür çıkıyor. "Bilmiyorum nereye gitti, neden ortadan kayboldu. Güya kitap yazmaya gitmiş, kitabı da ortaya çıkmadı. Sonra kendisi ortaya çıktı ve 'Erken seçim' dedi. Aslında hükümetin üç ortağı olarak erken seçim hepimiz karşıydık ama birdenbire ne olduysa artık bu sefer sayın Bahçeli de erken seçim istediğini açıkladı. Kemal Derviş siyasi hayatımdaki tek pişmanlıktır."
|
|
|
|
|
|
|
|
|