|
|
|
|
|
Hollywood'un gözüpek yönetmeni
|
|
'Daha Yaklaş' filminin yönetmeni Mike Nichols 1001 Gece Masalları'nı çekiyor. Nichols'un yaşı 70'i geçti ama işi kesinlikle bitmedi.
Kader beni Mike Nichols'la hiç karşılaştırmadı. Ama onu da unutamadığım insanlar arasında anabilirim: Değil mi ki daha 1960'lardan başlayarak beni onca etkileyen filmler yaptı... En sonuncusu "Closer-Daha Yaklaş". Bu filmi herkes sevmedi, doğru. Ama etkilenmeyen var mı? Birçok kişi filmden sonra eşekten düşmüş karpuza döndü, hala toparlanmaya çalışıyor. Ben "karpuz sendromu"na yakalanmadıysam da, filmi çok sevenlerden oldum. Nichols, hep başarıyı izlemiş bir adam. En son hafiften unutulmuş gibiyken, önce TV dizisi olayını en görkemli biçimde kullandığı "Angels in America- Amerika'daki Melekler"le büyük başarı kazandı, dizi birçok Emmy ödülü aldı. Ardından gelen "Daha Yaklaş" filmi Oscar adaylıkları aldı, ayrıca Altın Küre'de de başarılı oldu. Bu törende, diziyle ödül alan Al Pacino ve Meryl Streep'in ona nasıl övgü düzdüklerini TV'den izledik. 1931 doğumlu, demek ki günümüzde tam 74 yaşında olan bir sanatçı için az şey sayılır mı?
KABARE VE TİYATRO Berlin doğumlu sanatçının asıl adı Michael İgor Peschkowsky idi ve Rus yahudisi doktor bir babanın oğluydu. Yükselen faşizm nedeniyle 1938'de aile ABD'ye göç etti ve gaz fırınlarında boğulmaktan kurtuldu. 12 yaşındayken babası ölünce, aile çok zor durumda kaldı. Nichols bir yandan kazandığı burslar, öte yandan postacı, resepsiyon memuru, paket posta şoförü gibi işler yaptı: Tam bir Amerikan hikayesi.. Üniversitedeyken oyunculuğa olan merakını keşfetti, New York'a gidip Lee Strasberg'ten ders aldı. Chicago'ya dönünce kadın yazar-komedyen Elaine May'le birlikte, Alan Arkin, Barbara Harris gibi isimleri de alarak bir gurup kurdular, Compass adlı bir kabarerestoranda temsiller verdiler. 1960 yılında da Broadway'de bir mevsim boyu sahneye çıktılar. Sonra Nichols yönetmenliği denedi. 1963'ten başlayarak Broadway'de sahnelediği tüm oyunlar çok başarılı oldu: "Çıplak Ayak", "Aşşşk", "Garip Bir Çift". Hepsi o dönemde Dormen Tiyatrosu'nda da sergilenen bulvar komedileri. Nichols, daha ciddi bir oyun olan Edward Albee imzalı "Kim Korkar Hain Kurttan?"ı da başarıya kavuşturunca, bunun filmini de yöneterek sinemaya geçti. Yıl 1966 idi. Evli bir çiftin aralarına genç bir çifti alarak bir gece boyunca cinsellik, ihanet, aşk gibi şeyleri tartıştığı film, seks üzerinde açıkça konuşmasıyla ve kullandığı kimi sözcüklerle döneminde olay yarattı. Ayrıca oyuncuları Elizabeth Taylor ve Sandy Dennis'e Oscar kazandırdı. Nichols, ertesi yıl "The Graduate- Aşk Mevsimi" ile yine tabuları yıktı. Gencecik bir öğrencinin annesinin en yakın arkadaşı tarafından "tavlanmasını" anlatan film, yine kıyametler kopardı ve Nichols'a bu kez en iyi yönetmen ödülü getirdi. Bu film ayrıca Dustin Hoffman'ı da üne kavuşturdu. 1968 olaylarını, özellikle genç kesimlerden gelen özgürlük taleplerini ve 70'lerin Cinsel Devrim'ini haberleyen sayılı filmlerden biriydi bu...
HEP CESURDU Nichols yoluna devam etti. "Catch-22" savaş karşıdı yanı, "Carnal Knowledge- İlk Defa" cinselliğe gözüpek yaklaşımlarıyla dikkat çektiler. Sonraki filmlerinden "Silkwood", "Çalışan Kız", "Yaşamın Kıyısından Kartpostallar" hep konularıyla ve birinci sınıf oyunculuklarıyla öne çıkan filmler oldular. Nichols oyuncularına tam 16 kez Oscar adaylığı getirdi. 90'larda "Regarding Henry- Kendini Arayan Adam", "Wolf- Kurt", "The Birdcage- Kuş Kafesi", "Primary Colors- Başkanın Adamları" gibi filmler yaptı. En ciddi konuları ele aldığında bile sanki dudaklarının kenarındaki o alaycı gülümsemesi ve ince mizahı seziliyor gibiydi. Onca yıl kabare yaptıktan sonra!
ÖDÜLLERİ HAK ETTİ 2000'li yıllarda ve yeni bir yüzyılda, 70'ini aşmış Nichols'un işi bitmiş gibiydi. Nitekim bir oyundan TV için uyarladığı "Wit- Zeka", Emma Thompson'un oyununa karşın pek ilgi görmedi (bizde Yıldız Kenter oynamıştı). Ama o yılmadı. Sinemadan öneri gelmiyor muydu? O yine TV'de çalıştı. Ve çağın belası AIDS üzerine bir oyundan uyarladığı "Amerika'daki Melekler"le yine ortalığı birbirine kattı. Bir oyunu onu kadar sinemalaştırmayı ve cinsellikle ilişkili her türlü konuyu onun kadar açmayı bilen başka yönetmen yoktu. Sonra sinema yeniden ona kucak açtı ve "Daha Yaklaş" çıktı. Şimdilerdeyse yeni filmi "1001 Gece"nin hazırlıklarını sürdürüyor. Mike Nichols, ABD'nin akıllı göçmen politikası ve Hollywood'un sinemanın Mekke'si olma özelliği nedenleriyle, bugün Amerikan yönetmeni diye bilinen bir Alman sanatçısı. Belki cinselliğe o gözüpek bakışı bu Avrupalı kökenlerinden kaynaklanıyor. Bugüne dek birini kazandığı dört Oscar adaylığı, altısını kazandığı tam 13 Tony (tiyatro ödülleri) adaylığı ve dört Emmy (TV) ödülü var. O bugün Amerika'da Oscar, Tony, Emmy ve Grammy (müzik) ödüllerinin beşini birden almış olan üç sanatçıdan biri (diğerleri Barbra Streisand ve Rita Moreno). 2000 yılında Amerika Yönetmenler Birliği onur ödülü, 2003'te ise Kennedy Center ödülünü aldı. Bu yetmişlik delikanlının dünyanın en eski cinsel metinlerinden biri olan 1001 Gece Masalları'na nasıl bakacağını doğrusu merakla bekliyorum!...
|
|
|
|
|
|
|
|
|