| |
|
|
Basınsız siyaset mümkün değil ki!
TECRÜBE.
YAŞAYAN ne kadar iktidar görmüş deneyimli politikacı varsa toplanıp Başbakan Erdoğan'a gitmeliler. Ona basınla arayı açmanın kendi politik yaşamlarında doğurduğu iyi olmayan sonuçları anlatsalar. Hasan Pulur'un sık sık tekrarladığı bir cümle vardır. - Gazeteci ile arkadaşlık etmek bir numara dar ayakkabı giymeye benzer. Arkadan vurur. Gazeteci arkadan mı, önden mi vurur bilemeyiz ama, belirli iktidar süresi aşılınca, size en yakın gazeteciler bile muhalefete yakınlaşır. Mesleğin evrensel kuralı bu. Siyaset mesleğinin evrensel kuralı da, politikacının basına sinirlense bile bunu belli etmemesidir. Bu kuralı Türk politikacıları, iktidardan düştükten ve muhalefet olduktan sonra öğrenirler. Başbakan Erdoğan'ın yeniden bu öğrencilik dönemini yaşaması gerekmiyor ki. Bunu daha önce yaşayarak öğrenenlerle konuşsa, basınla diyaloga girse, siyasi yaşamına sondan başlaması mümkün olabilir. Doğrudur. Basın kimseyi iktidar yapamıyor. Erdoğan'ın basına hiçbir borcu yok. Ama basınla ipleri kopartarak da siyaset yapılamıyor. Bunu öğrenmek için, geçmişte yaşananları sil baştan yeniden yaşamaya gerek yok ki.
|