kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kenan Onuk @ SABAH
 

Bu konseri sakın kaçırmayın

Grammy ödüllü kemancı Gidon Kremer, geçen perşembe akşamı İş-Sanat'ta çok farklı özellikler taşıyan bir konser verdi. Kremer, klasik müzik dünyasının en sıra dışı kariyerine sahip kemancısı. Genç vibrafoncu Andreij Pushkarev ile Schnitke, Kobekin, Bach, Fiser ve Piazzola'nın eserlerinden oluşan, dünü, bugünü, yarını birbirine bağlayan programla seyircinin karşısına çıktı. "Son 30 yılda müzik dünyasında en geniş çağdaş repertuvarı yorumlayan solist" olarak anılan Gidon Kremer, sahneye çıktığı anda, seyirciyi avucuna almayı başardı. Kendine özgü bir tarz geliştirmişti. 1967'de Brüksel'de Kraliçe Elizabeth Yarışması'nda kazandığı ödülün ardından uluslararası Paganini ve Çaykovski yarışmalarında aldığı birincilik ödülleriyle kariyerine çok başarılı bir başlangıç yapmıştı. En baştan beri, müzik tarihinin karanlık sularında seçtiği unutulmuş ya da gözardı edilmiş eserlerin yanısıra, çağdaş müziğe de geniş yer ayıran Gidon Kremer, bu yaklaşımını, "Neden kazanmak için hep aynı atları sürelim?" diye savunuyor. Uluslararası müzik dünyasında, hiçbir solistin geçtiğimiz 30 yıl içinde çağdaş repertuvardan onun kadar yararlanmadığını rahatlıkla belirtebileceğimiz Kremer, 4 yıl önce, müziğin geliştirilmesine ve zenginleştirilmesine yaptığı katkılardan dolayı UNESCO Müzik Ödülü'nün sahibi olmuştu. Kremer'in aynı zamanda iyi bir kayıt mühendisi olduğunu da biliyor musunuz? Bugüne dek yaptığı 100'ün üzerindeki kayıtlarla aralarında Grammy'nin de bulunduğu birçok uluslararası prestijli ödül kazanmış. 1730 yapımı bir Guarnerius del Gesu, "ex-David" keman çalan Kremer'in yazdığı, kendi sanat anlayışını anlattığı üç kitabı var. Baltık Cumhuriyetleri'nden üstün yetenekli müzisyenlerden kurulu "Kremerata Baltica" Orkestrası'yla, ülkesinin genç sanatçılarını destekleyen Kremer, 1974 doğumlu Andrej Pushkarev'le birlikte çaldı, konserinde. 6 yıl önce perküsyoncu olarak bu orkestraya katılan Pushkarev'in vibrafon ve solo keman için yaptığı düzenlemeler bu konserin programında yeraldı. Bu çapta bir sanatçıyı, böylesine değişik bir programla izlemek, hem öğretici, hem de müzikal olarak doyurucuydu.

***

Ve bu akşam, aynı konser salonunda bir müzikal ziyafet daha, ünlü London Baroque. 1999'da "Yılın Sanatçısı" seçilen soprano Emma Kirkby'le birlikte Haendel'in Roma'da bulunduğu dönemde bestelediği, İtalyan stilindeki eserlerle, o dönemde altın çağını yaşayan diğer iki İtalyan besteci Corelli ve Vivaldi'nin sonatlarını yorumlayacak. Konser 20.00'da başlıyor. Emma Kirkby, hobi olarak olarak şarkı söylediği Oxford'daki öğrencilik yıllarında ve sonraki öğretmenlik döneminde Rönesans ve Barok repertuvarı kendine yakın buluyordu. Eski Müzik Akademisi, Freiburg Barok Orkestrası ve Aydınlanma Çağı Orkestrası gibi barok müziğin önde gelen topluluklarıyla çalışan sanatçı, Rönesans'tan çağdaş müziğe uzanan 100'ün üzerinde kayıtla, zamanımızın en iyi vokal solistlerinden biri olduğunu kanıtladı. Kirkby 2000 yılında İngiliz İmparatorluğu Nişanı'nı aldı. 1978'de kurulan ve barok müziğin önde gelen temsilcilerinden biri olarak kabul edilen London Baroque topluluğu, 16. yüzyılın sonundan Mozart ve Haydn'ın eserlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede, az tanınan eserlerden barok ve erken dönem klasik dönemin başyapıtlarına kadar geniş bir repertuvara sahip. Edinburgh, Salzburg ve Bath festivallerinin sürekli konuğu olan London Baroque, ABD, Japonya ve Avrupa'nın önemli kentlerinde sürekli konserler veriyor.

***

Bu arada tavsiye etmek istediğim bir caz albümü var. Çok beğendiğim trompetçi, flugehorn da çalan Roy Horgrove, huzur içinde dinlenen bir CD hazırlamış. Tenor saksafonda Ron Blake, piyanoda Stephen Scott, basta Rodney Whitaker ve davulda Gregory Hutchinson, CD'nin ana kadrosu. Bazı parçaların yorumunda çalan sanatçılar arasında ünlü trompetçi Wynton Marsalis, tenor saksaforcu David "Fathead" Newman, basçı Christian McBride, davulcu Lewis Nash de var. Klasik müzikseverlere bu albümü özellikle öneriyorum. Kenan Onuk kenan.onuk@ntv.com.tr Emma Kirkby

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Güzel konserler   / 19-03-2005
 Ülkemizin aydınlık yüzü   / 12-03-2005
 'Müzik eğitimi' sorunu   / 05-03-2005
 Bu konseri sakın kaçırmayın   / 26-02-2005
 Viyolonseli sever misiniz?   / 19-02-2005
 West Side Story İstanbul'da   / 12-02-2005
 Ünlü besteciler ve yorumcular   / 05-02-2005
 Mozart'ın 250. doğum yılı   / 29-01-2005
 İnanılmaz müzik öyküleri   / 22-01-2005
 Önemli sanatçılardan anekdotlar   / 15-01-2005
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
SUNAY AKIN
Şiir İzmir'de "Konak"ladı!..
Paris'te eski hal binasının...
KENAN ONUK
Bir opera, bir senfoni
Bilkent Senfoni Orkestrası, bu...
Filmlerden film beğenin
Filmlerden film beğenin
DVD'de piyasa bu hafta çok hareketli. Bir zamanlar sıkıntı içindeyken...
Canavarların ölümü de bir dramdır
Canavarların ölümü de bir dramdır
Tarihin en büyük soykırımıyla suçlanmanın kompleksiyle Hitler ve...
Hakikat şarapta gizlidir
Eski meyhaneler küflü şarap kokardı, buram buram... Bu küflü şarap...
Hak etmediğim kadar şımartıldım
Yeni albümünün satış rakamlarını ve hatta gelirini bile bütün detaylarıyla...
Mirası 'seks tartışmaları'
Alfred Kinsey 1950'lerde dünyanın sekse bakışını değiştirmişti. Şimdi ise...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.