|
|
Daima yalan söyleyen bir hakikat
"Bedenin Sırları" kitaplarıyla sadece yaşadığı dönemi değil sonrasını da etkileyen ancak çoğu kez yanlış anlaşılan Colette'in hayatını anlatıyor.
Judith Thurman'ın kaleme aldığı "Bedenin Sırları-Colette'in Yaşamı" adlı kitap İnkılap Yayınları tarafından okurla buluşturuldu. 1983'te biyografi dalında Ulusal Kitap Ödülü'nü kazanan Judith Thurman, şimdi bu eşine az rastlanan, saygın ama yanlış anlaşılmış büyük yazarın, benzerleriyle kıyaslanmayacak ayrıntı ve açıklıkta bir portresini anlatıyor. Colette (1873-1954), yazmaya yirmili yaşlarının başlarında başladı; kargaşa içinde yaşadı; dinlenmeden çalıştı; yaşlandıkça güçlendi. Yarım yüzyıllık bir zaman diliminde yaklaşık 80 cilt kurgusal yapıt, biyografi, gazete yazıları ve üstün nitelikli tiyatro oyunları yazdı. Yayımlanmış mektupları 7 cilt oluşturuyor ve en az 3 önemli mektup koleksiyonu yayımlanmayı bekliyor. Thurman "Onun biyografisini yazan bir kişi olarak bu devasa şöleni sindirmek hiç de öyle zor olmadı benim için" diyor. Colette'in dostu Jean Cocteau şu sözü çok severmiş: "Daima hakikati söyleyen bir yalanım ben." Amerikalı Robert Phelps bu söze Colette'i kastederek şu eklemeyi yapar: "O daima yalan söyleyen bir hakikat." Bir Fransız eleştirmen sözü daha da açar: "Colette'in sanatı yalanın sanatı. Ama bizimle oynadığı o büyük oyun, en iyi yalanlarını en büyük hakikat pırıltılarıyla doldurmaktan ibarettir. Bu nedenle onu zevkle okumak, marifetli bir cımbızla yanlışın içinden doğruları ayıklamak demektir."
TARİHE FARKLI BAKIŞ Tarih baştan yaratılamaz ama tarih ders kitaplarının yeniden yazılması bir süredir gündemde olan bir konu. 14 yıldır ülkemizde tarih eğitiminin iyileştirilmesi için sayısız çalışma yapan Tarih Vakfı, tarih öğretiminin düzenlenmesi ve ders kitaplarının yeniden yazılması konusundaki birikimini bir kitapta somutlaştırdı; "20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi". Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen "Çocuklar ve Yetişkinler için Tarih Aracılığı Avrupa Yayınları Projesi" kapsamında hazırlanıp hayata geçirilen bu kitap, ülkemizde çağdaş ders kitaplarının yazılması ve kullanılması açısından büyük bir adımı simgeliyor. "Nurlu Hayatlar", gerek Said Nursi'yı yaşarken tanıyıp onun yanında bulunmuş gerekse kaleme almış olduğu Risale-i Nur'u tanıyarak onun çevresinde bir halka oluşturmuş insanların hayatlarını anlatıyor. Cemal A. Kalyoncu'nun kaleme aldığı ve Zaman Kitap'tan çıkan eser, benzerlerinden farklı olarak, Türkiye'nin yakın siyasi tarihindeki bazı olayları da ifşa ediyor.
ZAHİR ŞİMDİDEN 1 NUMARA Paulo Coelho'nun son romanı Zahir (O Zahir), 2 Nisan'da Brezilya'da, bunu izleyen birkaç gün içinde de İtalya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, İsviçre, Avusturya, Macaristan, İran, Portekiz, Rusya, Kazakistan, Ukrayna ve Fransa'da piyasaya çıkıyor. Yazarın ajansı Sant Jordi Asociados, kitabın dokuz ay içinde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 83 ülkede, 42 dilde yayınlanacağını bildirdi. Portekiz'de, kitabevlerinden gelen ön siparişlerle henüz basılmadığı halde çok satanlar listesinin zirvesine yerleşen Zahir için yayın piyasasının beklentisi oldukça yüksek. Kitabın adı, Jorge Luis Borges'in 1949 yılında yazdığı The Aleph'de yayınlanan bir öyküden geliyor. Arapça'da "Zahir" görünen, var olan ve görmezden gelinemeyen anlamına geliyor. Yazarın ülkemizdeki yayıncısı Can Yayınları, Zahir'in haziran ayında basılacağını okuyuculara duyuruyor. Ren Grousset'nin kaleme aldığı ve Aras Yayınları'ndan çıkan "Başlangıcından 1071'e Ermenilerin Tarihi" bugüne kadar ülkemizde yayımlanan Ermeni tarihiyle ilgili kitaplardan birkaç yanıyla ayrılıyor. Bunlardan birincisi, kaynakların çeşitliliği. Fransız Bilimler Akademisi üyesi Grousset, anlatısını kurgularken, başta ortaçağ Ermeni yazarları olmak üzere, olayların canlı tanığı olmuş tarihçilerin eserlerinden ve destanlardan yararlanıyor genellikle.
Sayım Çınar
|