kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Türkiye yine köşeye mi sıkıştırılıyor?
Yine Burhan Felek'i hatırladım
ŞAKA

Türkiye yine köşeye mi sıkıştırılıyor?

Toplumun değişik kesimlerinde "Türkiye yine köşeye sıkıştırılıyor" şeklindeki kaygıların yoğunlaştığını hissetmemek için, bütün duyu organlarının körelmiş olması lazım.
AB'den müzakere tarihinin alındığı 17 Aralık'ta toplumdaki yarına güven duygusu zirveye çıkmıştı. Bugün ise, "Türkiye nereye gidiyor" ya da "Yeni krizlerin eşiğinde miyiz" şeklinde yaygın kaygılar var.
Bu tablonun kaynakları arasında, elbet iç ve dış konjonktürün dalgalanmaları bulunmaktadır. Ancak demokratik bir ülkede bu tür bir toplumsal kararsızlık ve endişe rüzgarı estiği zaman, önce "Siyasi iktidar ülkeyi iyi yönetiyor mu" sorusuna cevap aranır.
Türkiye gibi jeo-stratejik konumu kritik ve kriz üretkenliği yoğun olan ülkelerde, bir siyasi iktidarın günlük işleri döndürmesi, bakanlar kurulunun düzenli toplanması, başbakanın iç ve dış bütün toplantılara katılması ve hatta enflasyonu düşürmesi bile "İyi yönetim"e yetmez.
Böyle ülkelerde dünya konjonktüründeki değişikliklerin anında algılanıp değerlendirilmesi ve bunun her an politikaya yansıtılması gerekir. Ayrıca siyasi iktidarlarda var olması gereken vizyon, toplumdaki ayıran değil birleştiren öğeleri ön planda tutabilmek için, sürekli yenilenir, güncellenir.
Ne yazık ki son dönemde, AK Parti iktidarının donuklaştığını, yurt ve dünya konjonktürünü gecikmeli algıladığını, adeta içine kapandığını gözlemlemekteyiz.
Basın Kanunu ile hapis cezalarını kaldırıp, Ceza Kanunu'nda basını hapis cezaları ile tehdit eden bir siyasi tutarsızlık çizgisi var mesela gündemde.
Ya da IMF programını tavizsiz uyguladığı için enflasyonu düşürüp YTL'ye geçebilen bu iktidar, çeşitli nedenlerle, piyasalarda IMF ile ilişkilerin gerginleştiği izlenimini yaratmıyor mu?
Dış konjonktürün algılanma biçimi ise, daha da ciddi hataları içermekte.
Başbakan Erdoğan her dakika Batılı liderlerle yan yana samimi ilişkiler içinde. Erdoğan çok yakın geçmişe kadar Washington'un da Brüksel'in de yıldızı konumundaydı. Üstelik o çok yakın geçmişte Irak yüzünden ABD ile AB'nin yolları ayrılmıştı.
Bugün ise, hemen her konuda ve özellikle Lübnan-Suriye ekseni üzerinde ABD ve AB tek vücut oldu. Türkiye ise sanki İran-Suriye ekseninin üçüncü köşesi gibi görünüyor.
Tüm Batı Irak seçimlerine destek verirken, Türkiye bu seçimleri kınamadı mı mesela?
Bu tablonun nedeni, Başbakan Batılı liderlerle konuşurken ona tercümanlık yapanların veya "Tercüman-Danışman"larının dünya politikasını algılayamamaları ve başbakana da yanlış bilgi aktarmaları olabilir.
Örneğin önceki akşam Brüksel'de Karamanlis'le buluştuktan sonra Başbakan Erdoğan bir soru üzerine, 17 Aralık'tan sonra Türkiye'de rehavet görüldüğüne ilişkin söylentilerin asılsız olduğunu ve görüştüğü Avrupalı meslektaşlarından rehavet konusunda en ufak bir eleştiri gelmediğini söyledi.
Demek Başbakan'a Batı basınında çıkanlar yansıtılmıyor ve ikili görüşmelerde söylenenler "Nihai Gerçek" biçiminde algılanıyor. Aynı durumu, Amerikan medyasında ne yazılırsa yazılsın "Ama bize Condoleezza Rice ittifakımız sağlam dedi" şeklinde yapılan açıklamalarda da görmüyor muyuz?
Özetle AK Parti iktidarı yurt ve dünya konjonktürünü iyi algılayamadığı ve kendi içine dönük yaşadığı için siyasette boşluklar doğuyor, toplum endişeleniyor. Başbakan'ın sinirlenip rasgele koyduğu tepkiler ise, bu boşluğu artırıyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türk bayrağını yakan akılsız zavallılara..   / 23-03-2005
 Sorun Edelman'da değil Türk-Amerikan ilişkilerinde..   / 22-03-2005
 Gideceğim gurbet eldir, ya bulunur ya bulunmaz..   / 21-03-2005
 Anmak kadar anlamak da önemlidir   / 20-03-2005
 Türkiye'de "Mobber" nüfusu herhalde çok fazla?   / 19-03-2005
 Gölge boksu yönetim boşluğu doğurmaz ki..   / 18-03-2005
 'Ya Ecevit düşerse'den, 'Ya Erdoğan sinirlenirse'ye mi?   / 17-03-2005
 Reha Muhtar gün ortasında uyumayı   / 16-03-2005
 Durdurun dünyayı, galiba inecek var!   / 15-03-2005
 Erdoğan "Ankara Ağzı" ile mi konuşmaya başladı?   / 14-03-2005
REHA MUHTAR
'Güzele karşı çaresiz kalan yiğit' kim?..
"Bu son...
MANSUR FORUTAN
2005 ilkbahar-yaz aşkları
Soğuk hafiften kıçı...
MEHMET BARLAS
Türkiye yine köşeye mi sıkıştırılıyor?
Toplumun değişik...
MAHMUT ÖVÜR
Bu sahiller ne olacak?
Havalar ısınıyor. İstanbullular...
SAVAŞ AY
Yemeklerden sonra acuk radyasyon almaz...
REFİK DURBAŞ
Eş durumunda atama...
Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil...
HINCAL ULUÇ
Spor
Yazarımız Hıncal Uluç, yurtdışında olduğu için bu...
EMRE AKÖZ
'Almanlar' nerede?
Ermeni Tehciri (1915) konusu...
İşte dev jüri
İşte dev jüri
İş, sanat, spor ve basın dünyasının önemli isimleri, SABAH...
Yıldırım Düştü
Yıldırım Düştü
Fenerbahçe Başkanı, dün yaptığı açıklamalarda Galatasaray'dan...
Sezer: Kimse bana oraya gitme diyemez
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, önceki gün bir araya geldiği tüccar...
Hepsi okumuş kızlar orduda astsubaylar
Kırsal kesim ve özel bölgelerde asayiş can ve mal güvenliğinden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu