|
|
Bayrak, kin, nefret
"Elalemin yatak odası"nda dolanırken, eve dönme, oraya kapanma zamanı galiba. "Demokratikleşme süreci" her türden aşırı milliyetçiliklerde hazımsızlık yaratır. Bazen açık provokasyonlar, bazen "provokasyon" dense de, zaten birikmiş gazlara çakılan kibritler, "süreç"i infilak ettirir. İnsani olan her şeyin unutulması, unutturulması; nefret, kin ve intikam ateşinin alevlendirilmesi mümkün olur. O alev körleştirir; doğru ile yanlışın, hak ile haksızlığın ayrıştırılmasını imkansızlaştırır. Küçük bir Kürt çocuğun delik deşik bedeninin hakkı bile... Nice Kürt, Türk insanı delik deşik etmiş "anti-demokratik, otoriter" bir yapı ile liderin sultasında gözü dönenlerin kin ve nefret dolu "gösterisi"nin karanlığında kaybolur. "Bayrak hırpalama", ne denli bireysel görünse de, "demokratikleşme süreci"ne hiçbir demokratik değer atfetmeden, kin ve nefret kusmanın vardığı bir duraktır. Karşı kin ve nefreti de şiddetlendiren, insani, ahlaki, demokratik ve hukuksal değerlerin, "infial" ortamında değersizleştirilmesini ateşleyen, "adil ortak yaşam ilkeleri" yerine etnik-milliyetçi şiddeti körükleyen, kendi karşı muhataplarını derhal katsayıyla bulan bir zehirdir. Aklımız, ruhumuz, ülkemize bağlılığımız, insanlarına saygımız, hukuk ve demokrasi ilkeleri, yine de, bizi bir ayrıştırma yapmaya davet etmeli. "Suç, küstahlık ve şiddet"; halkları, milletleri, etnisiteleri, dinleri, ülkeleri toptan damgalayan; haksızlık ve hoyratlıkların, hukuku, adaleti ve iyi niyeti boğmasına meydan veren gerekçe kabul edilmemeli. Her taraftan milyonlarca insanın, huzur, barış, demokrasi ve adalet arayışı; dinamitleri ateşleyenlerin, o ateşi fırsat sayanların "infial ve kin yaratma süreçleri"ne kurban edilmemeli.
|