|
|
İmparatorun yatak odası (4)
Bu dizi bir "saadet zinciri"ni kısmen ortaya koymaya çalıştı.Bu "zincir"in dünyayı bağladığını... 300 milyon ABD'liyi, neredeyse açlık sınırındaki en yoksulları, zar zor ayakta duranları çıkardığımızda çok daha azını, aşırı tüketim ve aşırı silahlanmaya dönük "açık toplumu"nda yaşatmak uğruna, dünyanın daha iyi bir yer olamadığını hatırlatmaya çalıştı. Bütçesi, dış ticareti, sermaye hareketleri "devasa açıklar" veren "devasa ekonomi"nin, dünya nüfusunun sadece yüzde yarımı olmasına karşılık, dünyada askeri ve ekonomik hegemonya kurmasının haksızlığını da. Dünyanın tasarrufuyla yamanan bir tüketim ve hizmetler ekonomisinin... Geleceğin büyük doğal felaketi küresel ısınmanın beşte bir zehirli gazını üreten yaşam tarzının... Onun ebediliği için enerji kaynaklarını kontrol etme ihtirasının... Neredeyse asker başına yılda 500 bin, toplam 500 milyar dolarlık silahlanmanın... Silahlanmanın kusmuğu olan savaş ve işgallerin... Bir "dünya parası"yla kendi açıklarının yükünü başkalarına ödettirmenin; "küresel ekonomi" değil, "küresel arsızlık" olduğunu da. Daha adil ve huzurlu, dengeli bir dünya için, ABD'nin "tek yetkili" değil, "daha sorumlu" ve paylaşımcı, küresel açıdan daha "demokratik" olması, doğal ve insani felaketlere karşı başka bir duyarlılık geliştirmesi gereğini de. "Açık toplumu"nun ekonomik, teknolojik ve askeri görünür gücüne rağmen, dünyayı karıştırmak, zayıf ülkeleri yenebilmek için yeterli bombayı bulabileceğini, ama "asker, insan ve mal üretimi gücü"nün gerçekten küresel bir imparatorluk kurmaya, çok sayıda işgali sürdürmeye yetmeyeceğini de. Dünyanın çekiştirilerek ABD'ye benzetilmesinin, ABD politikalarına bağlanmasının değil; ABD'nin bu dünyayı hakça ve adil bir ortak yaşam alanı olarak görmesinin gerektiğini de. Yoksa, çok sağlam görünen "saadet zinciri", bir, iki ülkenin petrol ticaretini başka bir parayla yapma, döviz rezervlerinde doların payını düşürme niyetiyle bile sarsılıyor. O kadar pamuk ipliği!
|