Asmalı Ziya
Bugünkü yazım fazla lokal olacak. 'Türkiye İstanbul mu, bize ne karrdeşşim Beyoğlu'nun arka sokaklarından' filan kabilinden efelenecek olan, eden var ise sessizce diğer sütunlara geçsin; çocuk uyuyor! Bugün Asmalı Meyhane'den bahis olunacak zira. Bu Ziya'yı (Yağtu) asmalı mı asmayıp beslemeli mi (!) bilmiyorum ama Pera Palas'ın tam karşı çaprazında yaz sonu açtığı meyhaneye canlı müzik var diye bir türlü gidemiyordum. (Ne tuhaf tabir. Canlı...!) 'Bunca yıldır sen'at alemini şenlendiriyorsun; biz seni dinlerken iyiydi ne bu şimdi?' şeklinde itirazlar gelebilir. Dinlemekle dinletmek aynı şey midir a benim iki gözlerim. Biriyle bi sohbete oturun, anlatmanın şehvetine bi kaptırın kendinizi sıra dinlemeye gelince vaziyeti şipınişi kavrayacaksınız. Kaldı ki konu şarkı dinlemek bi de... Şimdi bir arkadaşın doğum günü vardı geçen Cuma; toplaşıp gittik bu Asmalı Meyhane'ye... Hani bir de 20.30 da filan gittik ki 23.30 da çıkacak olan soliste kalmayalım gözgözü görmez diyerekten. İyi hoş... Yemekler yendi. Boynuzlar tokuşturuldu (fesatlara açıklama: Geyik muhabbeti...) Derken aa bi bakıldı 'sazlar çalınacak Çamlıca'nın bahçelerinde' Saz heyeti yerleşirken kalkmak olmaz, olsa olsa ayıp olur dendi oturduk. Zeki Müren'in 'Kahır Mektubu' eşliğinde güzel mi güzel bir oğlan çıkageldi. Adı Batuğ'imiş ( Niye yumuşak geee var ki?!) güzel kardeşimi gören masanın 'hamfendi' sakinlerinin yüzünde güller açtı buna mukabil 'beyfendi'lerin neşesi kaçmadı! Tecavüze uğradıysan zevk almayı bileceksin diye öğretildi bize. E hadi oturmaya devam ediyoruz madem, şarkı tutalım olduk. Bana ilk turda 'Ben iinsaaaaan değilmiyiiiiiim' ikinci turda 'Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim' çıktı ki bu şarkıyı her dinlediğimde 'Boxing Helena' filmi gelir aklıma! Boxing Helena'da adam kadına olan tutkusundan o kaçmasın bi yerlere gitmesin diye Milo Venüs'ü misali kollarından kesiyor ve bir tahta yerleştiriyordu! Iıııgh! Ben şarkının mealine sulu bir açıklama getirip öyle nihayetlendireyim konuyu: Kolsuz bi adamı-kadını seviyorsunuz misal, malzemenin sonradan eli kolu çıkıyor! Ziya'yı Asmalı'nın bir köftesi var. Müthiş. Sezen Aksu sırf köfte yemeğe geliyormuş. Görünen o ki yanına beni de alacak bundan sonra! Bolbolcu bu Ziya. Soğuktu arasıcaktı filan derken ana yemek tavuk mu köfte mi seçeneğinde porsiyonlar kallavi. 'Ayşegül yazmış okumamak da ne demek' zarafetini gösterip bu satıra kadar gelen uzak uzak yerlerde oturup yüksek yüksek tepelere ev kurabilen 'güzel' insanlarımızın da ola ki yolları bir gün buraya düşer ederse diyerek telefonunu da vereyim ben: 243 76 78/79/80 Ben bunları döşenirken bir yandan da tv yi kesmekteyim; CNN'de Amanpour hanım Ukrayna devlet başkanı ilen enterviyüv(!) yapmakta. Bu Victor Yuşçenko'nun yüzüne bakmaktan kendimi alamıyorum ben. Yüzüne bi avuç leblebi atsan yere düşmez! Zavallı adam, sabotajlara geldiğini falan anlatıyordu bir ara ya cildi için. Finallerim muhteşemdir bilen bilir! Bugün küt diye bitirsem? Küt!
|