|
 |
 |
 |
  |
|
Erdoğan: Trend hamdolsun sürüyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık'tan sonra hükümetin rehavete kapıldığı iddialarını değerlendirirken, ''17 Aralık öncesinde AB sürecine nasıl dört elle sarıldıysak şu anda da aynı şekilde dört elle sarılmış vaziyette bu süreci devam ettiriyoruz'' dedi.
Erdoğan, her yıl 500-700 bin civarında insanın istihdam ortamı içinde yer aldığını bildirdi. Bu insanlara istihdam ortamı sağlayabilmek için de çok ciddi anlamda yatırım yapılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, bu konuda da yatırımların sürdüğünü söyledi.
Erdoğan, istihdamın artırılması konusunda da ciddi mesafeler kaydedildiğini belirterek, geldiklerinde 10.7 olan işsizlik oranının bugün yüzde 10'un altına düşürüldüğünü ifade etti.
Ekonomik göstergelerde pek çok tehdide rağmen iyileşme sağlandığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İhracatımız 2004 yılı sonu itibariyle 64 milyar dolara ulaştı. İthalatımızdaki artış... Ve buradan doğan cari açık olayı ki bunu tehdit olarak gösterme durumunda olanlar var. Şüphesiz ki bu bir sıkıntıdır, ama hiçbir zaman tehdit oluşturacak bir sıkıntı durumunda değildir. Çünkü şu anda bizler duruma hakim ve bu konudaki gelişmeleri kontrol altına almış bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekonominin diğer bir çok göstergesine baktığımızda borçlanma verilerinden bütçe, faiz, turizm gelirlerinde, yatırımlarda, uluslararası sermaye girişlerinde tarihi seviyelere yükseldiğimizi görüyoruz. Faizde düştüğümüz oran ortadadır. Bir gecede yüzde 7 binlerde faizler ödeniyordu. Biz geldiğimizde yüzde 70'di ama şu anda yüzde 16 civarında. Bakın nereden nereye geldik. Bunlar hayal edilemeyen rakamlardı. Bu sıkıntıları yaşayan bir ülke nereden nereye geldi. Ve hala bu trend hamdolsun sürüyor. Sürmeye de devam edecektir. Çünkü bu konudaki kararlılık ortadadır. Yapısal bir değişimi Türkiye yaşıyor. Ekonomiden tutunuz diğer sektörlerde bu yapısal değişimi aynen devam ettiriyoruz. Eğer bunları yapamazsak dünyadaki değişime, gelişime, dönüşüme ayak uyduramayız ve olduğumuz yerde saymaya mahkum oluruz. Bu bakımdan bunları aşmaya mecburuz ve bunda kararlı olan bir yönetim işbaşındadır.''
AB SÜRECİ
Türkiye'nin bir AB süreci yaşadığını ifade eden Erdoğan, bu süreçle ilgili olarak pek çok dedikodunun üretildiğini söyledi. Bunlara itibar edilmemesi gerektiğini belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''17 Aralık öncesinde AB sürecine nasıl dört elle sarıldıysak şu anda da aynı şekilde dört elle sarılmış vaziyette bu süreci devam ettiriyoruz. Şunu çok açık ifade etmek durumundayım; Bakınız 17 Aralık öncesi sürecin atmosferi ile 17 Aralık sonrası sürecin atmosferi aynı değildir. Bunlar farklı süreçlerdir. O zaman ki yol haritasıyla şu andaki yol haritası aynı değildir. Dolayısıyla şu ana kadar benim görüştüğüm AB üyesi ülkelerindeki muhataplarımın hiç birisinden ben bu tür bir şey duymuyorum. Ama nedense böyle bir havayı birileri pompalamaya gayret ediyor. Bunlar özellikle ekonomik piyasalarımızı olumsuz istikamette etkileyebilir. Bu konuda dayanışma içerisinde olunması lazım. Bu ülkenin geleceğine yönelik olumsuzluklara neden olabilir. Bakın AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Oli Rehn kısa bir süre önce buradaydı. Yaptığı açıklamada böyle bir rehavetin olmadığını, planlandığı şekilde sürecin devam ettiğini söylemesine rağmen dedikodular ısrarla sürdürülmek isteniyor. Kesinlikle böyle birşey yoktur.''
Erdoğan, dün Brüksel'de katıldığı Avrupa halk partileri kongresinde pek çok liderle bir araya geldiğini anımsatarak, ''(Hayır bizde böyle bir anlayış yok) dediler. Türkiye süreci aynı şekilde devam ettiriyor'' dedi.
Türkiye'nin yapacağı şeylerin artık uygulamaya dönük olduğunu anlatan Erdoğan, müzakereye yönelik olarak, Türkiye'nin, uzmanların yapacağı çalışmaları sürdürdüğünü söyledi.
Bu çalışmaların program çerçevesinde ilerlediğini kaydeden Erdoğan, ''Bu konuda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir'' dedi.
AB'nin bundan sonraki süreci salt hükümetin sırtlanacağı bir süreç olmadığını ifade eden Erdoğan, ''Bu sürecin içerisinde şüphesiz ki sivil toplum örgütleri, akademisyenler, sermaye ve medya yerini alacaktır. Yani (ben ne verebilirim) derdi olan kim varsa bu sürece katkıda bunabilir. Birlik ve dayanışma içinde inşallah bu süreci en başarılı şekilde tamamlamanın hesabı ve gayreti içinde olacağız'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|