Yine Daum
F.Bahçe için Denizli'de 3 puan bırakmak şampiyonluk mücadelesi yapan bir takım için kabul edilebilecek bir sonuç değil. Denizlispor gibi ligin en iyi mücadele eden takımlarından birine karşı sahaya çıkardığı kadro inanılmaz. Yanlış taktik ve oyun düzeniyle maça başlıyor ve sonra da oyunun devamı içinde şaşırıp kalıyor. Takımda Alex var, Anelka var, Nobre var ve 60. dakikadan sonra da Van Hooijdonk oyuna alınıyor. Orta sahası zaten eksik bir takıma yapılabilecek en büyük kötülük. Bu deplasmanda nasıl oynaması gerektiğini bilmiyor. Güçlü bir orta saha desteğiyle yabancılardan ikisi ile F.Bahçe için en iyi diziliş gerçekleşirdi. Bu iki kişisel becerisi fazla oyuncuya etkili paslar ve çok iyi toplar gelmesi lazım ki, F.Bahçe oyunda dengeyi kurabilsin. Oysa bu olmadı. Çünkü Denizlispor öyle bir stille oynuyordu ki daha maçın başından itibaren F.Bahçe'nin bütün zaaf noktalarını keşfetmiş olan Giray Bulak'ın taktikleriyle oyun üzerinde tüm hakimiyetini kaybetti. Sürekli pozisyon bulan, paslaşan, orta sahayı parselleyen ve F.Bahçe karşısında etkili olan takım ev sahibiydi. Ne yazık ki hiç kimse onu etkileyemiyor ya da basındaki yorumlar tamamen farklı tepki yaratıyor. Alex var, Nobre var, Anelka var. Yetmiyor Hooijdonk giriyor, yetmiyor Serhat da Kemal'in yerine oyuna dahil ediliyor. Yani orta sahada oyun kuracak ve bu yıldızlara etkili paslar yapacak neredeyse bir tek Aurelio var. Ve işte sonuç. Eleştiriden hoşlanmamak başka şey, gerçekçi olmak bambaşka. Bana kalırsa Christoph Daum ne F.Bahçe'de, ne Avrupa'nın herhangi bir takımında bu kafa yapısıyla başarı sağlayamaz. Bu dur durak bilmeyen antrenörü yolundan hiçbir şey döndüremiyor. F.Bahçe için önümüzdeki maçlar önemli. Kendi sahasında derbi maçları oynayacak olması avantaj. Ama her deplasman risk taşıyor. F.Bahçe'nin şampiyonluk şansı bu düşünce yapısı nedeniyle bir anda riske girmeye başladı. Önümüzdeki maçlar her şeyi gösterecek ama F.Bahçe camiasını da şimdiden sıkıntı bastığını söylemek mümkün.
|