|
|
Ortaya karma-karışık seri röportajlar
-Ata, geçmiş olsun, nasıl oldu o talihsiz olay? - Abiler, oyundan çıkmıştım, feci yorgundum, bir de o yorgunlukla Beyaz'ın şovuna katıldım, sonra o telefon geldi, kendimi bir an sahnede zannettim. 'Vercen mi' demiş bulundum, üzgünüm. - Bir kıza ne zaman 'Vercen mi?' diyeceğine ben karar veririm. - Hoppalaaa... Semra Anne... Sen nerden çıktın ya? Sen bu röportajda yoktun ki... - Ata, bir kıza "Vercen mi" demiş, anında yettim. - O senin oğlun Ata değil, komedyen Ata... - Olsun. Adı Ata değil mi sonuçta? Onun da ne zaman pot kıracağına ben karar veririm. - Kırarım ulan bu rakı şişelerini de, potları da... - Buyrun Malkoçoğlu da geldi. Röportaj panayır yeri gibi oldu. Hoş geldin Cüneyt abi... Hayırdır baba, neden rakı şişelerine tekme tokat dalıyorsun bu aralar? - Onlara bakınca Bizanslılar'ı görüyorum. Hep halkım için... Halkım için burçlardan burçlara sektim. Benim hep yükselen burcum oldu, hep daha yüksekten atladım. - Eee ne alaka? - E'si oralarda rakım çok yüksektir. Ha rakım ha milletimin rakısı... Akşamcıların sağlığı için bütün rakı şişelerine savaş açtım ben de... Sahte mahte ayırmadan... Bitiricem alayını... - Bitirdiniz ulan beni... Bitirdin ulan sahte gelin Tülin... - Haaah, bir sen eksiktin birader... Tamamdır. Tanıştıralım. Bu Caner, Cüneyt abi... Sevdiği kız için kafasında bardak kıran arkadaş. - O bardak öyle kırılmaz böyle kırılır. Al bakalım. (ÇAT!) Götürün bunu hastaneye... - Abi ne yaptın sen? Şişe kafaya vurulur mu abi? - Kıpraşmayın. Arkanızda rakı şişesi var... Hiyaaaaaaaa... - Getti dağ gibi adam. - Arkadaşlar, elimde bir bira kutusu olacaktı, buralarda gördünüz mü? - Vaaaayyy Teoman da geldi. Duyan geliyor. Bira yok be Teomancığım burada. Biz daha çok rakı bardakları ve şişeleriyle uğraşıyoruz bu ara... Ama bir ihtimal, Cüneyt abi kırmış olabilir. Gerçi teneke kutu nasıl kırılır, onu da bilemiyoruz ya, neyse... Biz de tam senden bahsetmiyorduk. Artık bahsederiz. O kadar gelmişsin. Yeni filmin hayırlı olsun. Balans ve Manevra'ydı di mi? - Evet... - Hem balans hem manevra, enteresanmış. Ne anlatıyor peki filmin? - Ne kadınlar gördüm üstlerinde sutyen yoktu. Ne donlar gördüm, içindeki kadınları bulamadım. - Anlıyoruz. Gene kadından kadına koşuyor, sonra da duş yapıyorsun, bir de bunu film yapıyorsun, he mi? - Valla biraz sarhoştum, öyle mi olmuş? - Seni Ahmet Hakan'a havale etsek, o da "Gitmeyin bu filme" dese ne yaparsın? - Özel hayatımı kimseyle paylaşmak istemem, mutlu olurum. Ne diyorum ben ya... Hahahaha... Bir ara filmi çekerken unuttum bunun bir film olduğunu, kameramanın üstüne saldırdım, ne çekiyorsun lan diye... Ver ulan içindeki kasedi diye arıza çıkardım, sonra bana kahve içirip ayılttılar. - Kırılmıyor ulen bu bira kutusu... - Cüneyt Abi? - Ver abi ver... Ben kafamda kırarım... (ÇAT!) - Caner, bi dakka abi... - Bana da verecen mi? Bira yani? Çok canım çekti? - Atacığım sen de bi sakin ol... - Ne zaman bira içeceğini ben söylerim sana? - Semra'nım bari siz susun. Aman beee röportaj röportajlıktan çıktı. - Hakan oğlum, biz haybeye röportaj yaptık bunlarla. - Niye be Utku? - Ee bunlar sahteymiş oğlum. - Hadi be... - Valla hatta ben de sahteymişim. Ben aslında ben değilim. Benim gerçek adım Mülayimmiş. - Ya ben? Ben gerçek miyim bari? Kimim lan beeen??!!
|