| |
|
|
Türkiye, AB, 'gazeteci dili'
BAŞBAKANIN "milli basın"ı "Avrupalı'ya servis yapmakla" suçlamasına kadar uzanan hükümetbasın gerginliği, "AB yolunda Türk basınının rolü" ile bağlantılı. Buna ileride geri döneceğiz. Bazı okurlar, 6 Mart'taki gösterilerde yaşanan şiddete ve AB'nin tutumuna ilişkin haberleri "abartılı" buluyor. Bazıları ise, "eksik". Sabah, 7 Mart günü olayları öteki gazetelere göre geniş verdi. Elbette ki bu olaylar, insan haklarına duyarlı herhangi bir demokrasinin basınında önemli bir yer bulurdu. Bu açıdan "abartı" hiç yok. Tersine, bu ve benzeri, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin gelişmelere daha da fazla yer ayırmak gerek. Öte yandan, gösterilere katılanların hangi örgütlere mensup olduğu, gösterilere ilişkin hukuksal mevzuata ilişkin net bilgileri okurlar Sabah'ta bulamadı. Kızıltepe olayını kamoyuna duyuran Sabah, olaylara daha da yoğun bir duyarlılıkla yaklaşabilirdi. Başka gazeteleri bilemem. Ergun Babahan geçen pazartesi yazdı: AB yolunda gazetecilik için yeni bir sayfa açılıyor. Siyasi suçlamalara aldırmadan, kimi meslektaş gibi "biz ve onlar (Avrupalılar)" ayrımı yapmadan, sıkı bir dosya gazeteciliğini, "AB'ye meydan okumacı olmayan" bir haber dilini benimsemek zorundayız. "Ama siz de" diye diye dürüst bir gazetecilik yapılamaz. Kötü(den) emsal olmaz. İşimiz, biraz da Türkiye ile AB arasında bir "uyum köprüsü" kurmak olmalı.
|