| |
|
|
Patronların da patronları vardır..
MİLLİYET Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz görevinden ayrılmış, yerine Hürriyet'in Ankara temsilcisi Sedat Ergin gelmiş. Medya'daki önemli görevlerde yer alan değişiklikler, artık Bakanlar Kurulu'ndaki değişiklikler kadar ilgi çekiyor. Neticede "Medyatik Toplum" olduk biz de. Genel Yayın Yönetmenliği ise, bu mesleğin en üst rütbesinden bir önceki rütbe. Biliyoruz medyada en üst rütbe "Patronluk "tur.. Gazeteyi mükemmel yapsanız ve okurlar sizi tirajınızı artırarak desteklese de, patron beğenmezse, işiniz biter. Peki patron, bir genel yayın müdürünü ne zaman beğenmeyip değiştirir? Türkiye gibi ülkelerde patronun patronu da "Devlet"tir, "İktidar"dır genellikle. Eğer yayınlar medya sermayesinin çıkarları ile çelişirse, yöneticinin işi çok zorlaşır. Bu gerçeği zarif biçimde kabullenip görevini sürdüren genel yayın yönetmenleri başarılı olur ve uzun süre işbaşında kalırlar. Okurun beklentileri ile patronun çıkarları arasındaki dengeyi kurarak başarılı olurlar. Hasan Pulur Hürriyet'e girdiğinde o zamanki patron Erol Simavi'ye "Ben kime karşı sorumluyum" diye sormuş. O da, Cağaloğlu'ndaki binada bulunan odanın penceresini açıp, sokaktaki insanları göstermiş ve "Bunlara karşı sorumlusun " demiş. Eski çamlar şimdi bardak olduğuna göre, artık medyanın her odasında biri içe diğeri dışa açılan iki pencere bulunduğunu hep hatırlamalı genel yayın yönetmenleri.
|