|
|
İsviçreliler haklı olarak ölür...
İsviçre'deki üniversite yıllarım uzadıkça uzadı. 10 yıla yakın bir süre Bern'de kaldım. Sosyal faaliyet falan... Bu süre içinde ilişki ve iletişime ilişkin pek çok gözlemim oldu. Bunların bir kısmını yakında yayımlanacak kitabıma aldım. Bugün ise İsviçreli dostlarımın bile büyük bir şaşkınlıkla kabullendikleri en önemli bir İsviçreli Duruşu'ndan söz etmek istiyorum. Çünkü başta Sayın Başbakanımız, hepimiz her an kendimizi böyle bir İsviçreli duruşunun içinde bulabiliyoruz. Belki çok azı hariç, genelde İsviçreliler haklı ve sağlıklı bir şekilde ölürler. Gelişmiş sağlık hizmetleri, müthiş bir sigorta sistemi, yüzlerce yıldır savaş yüzü görmemiş olmaları, bu nezih insanların yaş ortalamalarını hayli yukarı çekmiştir. Bir de tüm ölümlü trafik kazalarının temelinde haklılık vardır. Yeşil ışık ya da etrafı siyah çizgili, ortası sarı baklava şeklinde ana yol işaretini gördüler mi, hiçbiri gaz kesmez, basar geçer. Nasılsa haklıdırlar. Ve nasılsa kaskoları vardır... Tedbir kuldan, tevekkül Allah'tan gibi bir anlayış onlarda yoktur. İletişimde ise son derece haklı olmanıza rağmen kazaya uğramanız işten bile değildir. Baksanıza Yeni Rakı'yı çıkaran Mey İçki AŞ'ye!.. Siyasette söylediklerinizde ise haklılık payınız çok daha yüksek olabilir. Ama buna rağmen başınız belaya girebilir. Üç 'İ' (istişare, ikna ve ittifak) teorisini biraz da kendisinin iletişimi yönetme biçiminden ilham alarak kurmaya çalıştığım sayın Başbakan, son dönemde tedbiri elden bırakmış gibi. Peş peşe gelen tespitleri gereksiz bir iletişim endişesi yaratmakta. En azından bende. Durduk yerde önce gazetecilerin okuma yazma bilmediklerini tespit etti, daha sonra haber verme görevlerini ispiyonculukla karıştırdı. Sonra doktorların iğne yaptıklarında insanı felç edebileceklerini ileri sürdü ve nihayet TÜSİAD üyelerinin, kendi işleriyle uğraşmaları gerektiğini hatırlatarak ağızlarının payını verdi. 15 bine yakın gazeteci var. İnsanı felç etme ihtimali olan hekim sayısı 90.500. TÜSİAD üyelerinin işyerlerindeki çalışan sayısı 542.000... Birilerine söyleyin Sayın Başbakanım, önce TÜSİAD üyeleri çalışanlarının şirketleri ve yöneticileri ile ilgili bağlılık katsayılarını bulsunlar. Biz ölçtürdüğümüz için biliyoruz. Tahminlerinizin çok üstünde bu bağ. Yüzde 90'lara varıyor. Şimdi gelin bir bakkal hesabı yapalım. Açıklamalarınızdan toplam 647.500 kişi olumsuz etkilenmiş olabilir. Bunun yüzde onunun etkilenmeyeceğini tahmin edelim. Kalır 650 bin. Bir kişinin çevresinde en az 10 kişiyi etkilediğini araştırmalardan biliyoruz. Etti mi 6,5 milyon? Yani 6,5 milyon seçmen... Haydi yanlış hesap ettik, 5 milyon seçmen bile olsa, önemsiz mi sayın Başbakanım?..
|