|
 |
 |
 |
Çok yemek yemek
Savunma mekanizmaları ne demektir? Bir insan çok fazla duygusal baskı altında kalırsa (ister başkasından ister kendinden kaynaklansın) rahatlayabilmek için bir takım yollara baş vurur. Mesela yemek yiyerek duygusal açlığını bastırır. Veya içki içip sarhoş olarak, normalde söyleyemediği ne varsa ortaya döker; deşarj olur. Yahut çok para harcayarak hayattan intikam alır. Gerekli gereksiz her şeyi alarak kendisine ruhsal kuvvet toplar.
KAHRAMAN BİR KADIN
Kumar tutkudur. Ama ona engel olamamak, tutkunun ötesinde manevi boşluk doldurmaktır. Biliyorsunuz ben her zaman ihanetin duygusal boşluktan kaynaklandığını, şahsın o sırada önüne gelen bir imkanı değerlendirdiğini söylemişimdir. Bence ihanete de bir savunma mekanizması denebilir. Peki ya kleptomani yani istem dışı hırsızlık; veya sürekli yalana başvurmak? Bunları da müdafaa mekanizmalarına dahil etmek gerekir. İnsanlar niye buna başvurur? Konumuz evlilik olduğu için gelin evlilikten gelen vakaları inceleyelim. Diyelim ki, ben her zaman yemek severim. Şişmanlamaya da epey müsaitim. Ama ben mutlu isem sürekli kendimi kontrol ederim ve zorla da olsa diyet ve spor yaparım. Eğer bir sevgilim var veya arıyorsam kendime süper dikkat ederim. Erkek arkadaşım beni beğensin diye, fazlalıklarımı kapatacak türden giyinirim. Dikkat ederseniz, kahramanımızı kadın olarak niteledim.
MAKYAJA LÜZUM YOK
Erkek de olabilirdi ama 'çok yemek yemek' daha ziyade hanımların popüler müdafaa mekanizması oluyor. Evet, diyelim ki sonunda evlendim. Derken ev hayatı, çalışma, çocuk gibi işler fazlalaştı. Veya tam tersi sıkıntıdan patlamaya başladım. Her ikisi de olabilir, ama neticede rutin bir hayat, sıkıntı; üstüne üstlük diyelim ki eşimden yeterli ilgi, sevgi ve destek de göremiyorum. Veya ben kendimi bırakmışım saç baş, kılık kıyafet hak getire! Makyaja ne hacet var? Zaten eşimin de bana pek bayıldığı yok. Eh seks hayatımız da pek parlak değil. Ve böylece rotamız yemeğe döner. Arkadaşlarınızla bile bir sıkıntımız olsa yemek bizim kurtarıcımız olur. Evlilikte şişman kadın eşi tarafından aşağılanır, küçük düşürülür, hatta alay edilir. Kırılan gururumuzu yemekle, hem de çok çok yemekle, belki de istifra edene kadar yemekle onarmaya çalışırız. Unutmayalım ki bu yolla bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bizi cazip bulmayan, gözü dışarı kayan eşimize, eskisi gibi şen şakrak, bakımlı olamaz mıyız? Veya cidden şu kilo işini ele alıp, eşimiz için, ama en mühimi kendimiz ve ruh sağlığımız için zayıflayamaz mıyız? Tabii eşimizin de bize destek olması, motive etmesini sağlamalıyız. Yiyerek tatmin olmaktan kurtulmalı, gerekirse çevremizi de yardıma çağırmalıyız. Eğer bu yüzden sinirliysek aşağıdan alınmalı; önümüzde sevdiğimiz şeylerin yenmemesi sağlanmalı; başkaları ile kıyaslanmayıp bilakis verdiğimiz her kilo için iltifat edilmeliyiz.
SEVECEN OLUN
Tabii sevgi, şevkat, anlayış, destek mutlaka şart olmalı. Hayat boyu bu müdafaa mekanizmasına baş vurmamak için bilinçli olarak kendimize telkin yapmalı; ruhsal sağlığımızın dinginliği için eşimize etrafımıza daha sempatik daha sevecen yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki verirsek alırız. Her şey bumerang gibidir. Ne kadar hızla, ne yollarsanız aynen geri gelir. Verelim ki alalım, ruhsal tatmin duyalım. O zaman yemek yiyerek tatmin aramaz, kendimize ve çevremize zarar vermeyiz. Emzik niyetine yemek yemek bizi oyalamasın. Çok daha somut, aksiyonlara girişelim. Eğer eşimizin bize haksızlık ettiğini sanıyorsak, oturalım, konuşalım; nedenini, niçinini cesurca masaya koyalım. Eksiklerimizin ne olduğunu, şefkat sevgi açlığı dolayısı ile tatmini, yemekte bulduğumuzu açık yürekle söyleyelim. Biz işin içinden çıkamıyorsak yardım alalım. Nerede çıtladık; nerede gevşedik iyice araştıralım. Ama en önemlisi hakikaten aksiyona geçelim. Karşımızdaki şahsın güvenini sarsmıyalım, beklenti ve umutlarını yarı yolda bırakmayalım.
Konuşalım, soralım, öğrenelim, birlikte çözelim, sorunları paylaşalım, rahatlayalım!
Psikolojik Danışman Evlilik ve Aile Terapisti Selin Özkök Karacehennem'e ulaşmak için
tel: (0212) 352 52 25-26
e-mail: evliliksanati@yahoo.com
Selin Özkök Karacehennem
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
