Biyonik adam Ribery
Dün Ali Sami Yen'de iki takımın da var olma maçı vardı. Belki sahadaki mücadele üst düzeydeydi ama futbol değildi. Ama dün sahada öyle bir adam vardı ki, anlatmaya kelimeler yeter mi bilmiyorum. O da Franck Ribery idi. Dün tüm futbolcular bir yana, Ribery bir yanaydı. Fransız yıldız, sadece futbol oynamadı. Adeta sahada vals yaptı; futbolun tüm güzelliklerini sergiledi. Ribery'yi izlerken, onun o müthiş enerjisini gözlemlerken inanın ben yoruldum. Böyle bir adam karşısında, İbrahim Üzülmez başta olmak üzere Beşiktaş savunması ne yapsın? Ronaldo ve İbrahim Toraman'ın onu tutmaya çalışırken gördüğü sarı kartlara sanırım Rıza Çalımbay kızamaz. Çünkü Ribery'yi ancak faulle durdurabilirsin. Eğer Ribery gibi bir oyuncun varsa, tüm sistemini onun üzerine kurarsın ve her maçı kazanırsın. Zaten dünkü derbiyi Galatasaray'a Hagi'nin taktiği kazandırmadı. Biyonik adam Ribery, üç puanı sarı-kırmızılılara getirdi. Hagi herhalde bunu anlamıştır. Cordoba yine takımını yaktı Beşiktaş Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, ilk 45 dakikada gol yememeyi planladı. İkinci yarıda da "Belki bir gol bulurum da kazanırım" diye düşündü. Ama olmadı. Futbolda korkarsan kaybedersin. 10 kişilik Galatasaray'ı yenemiyorsan... Demek ki maça motive olmamışsın. Galatasaray her açıdan Beşiktaş'tan üstündü. Galatasaraylı futbolcular aslanlar gibi mücadele etti. Beşiktaş orta sahası döküldü. Koray düşüşte, Tümer ise dün hayalet gibiydi. Pancu, Ribery'ye bakıp biraz futbol öğrensin. Cordoba, yine amatörce bir gol yedi. Hakan Şükür'ün maçın başındaki şutunu kurtarınca moral buldu. Ama yine kendine olan aşırı güveni yüzünden hatalı bir gol yedi. Hakem Fırat Aydınus, maçı kontrol etmek için kartlarına başvurdu. Aslında kötü değildi. Ama futbolcularla diyaloğu iyi olsa, bu kadar kart göstermezdi. Hagi, Galatasaray'ın efsane oyuncusuydu. Ama iyi bir hoca değil. Çünkü takımını çok strese soktu. Çalımbay da bu sonuca üzülmesin. Çünkü onun hâlâ kredisi var.
|