Erdal İnönü'nün işareti...
TBMM, hemen her gün bir milletvekilinin partisinden istifası karşısında hareketli. Daha kulise adım atar atmaz, yöneltilen soru benzer: "Bugün hangi taraftan eksildi..." Transferleri engelleyerek, istifalara fren koymak için bazı milletvekillerinin uğraşına gelince.. Hem AKP, hem de CHP, transferleri engellemek için anayasada yapılacak düzenlemeye sıcak bakmıyor. AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dünkü sohbetimizde bu yönde bir çabanın içinde olmayacaklarını açıkça dile getirdiler. Bununla birlikte, üç milletvekilinin bir partide toplanması halinde, seçim yardımı almasını engelleyici bir düzenlemeye de sıcak bakıyorlar.
Gitmek kolay, almak zor Öyle görülüyor ki, milletvekili istifaları gelecek hafta da devam edecek. Bununla birlikte, milletvekillerini transfer edecek partiler açısından durum hiç de kolay gözükmüyor. Parlamentoda grubu bulunmayan partilerin hemen hepsinin etkin yetkililerinin ortak görüşü şöyle özetlenebilir: "Bir milletvekilini transfer ettiğimiz zaman, seçim bölgesindeki teşkilatımızın da buna olumlu bakması lazım. Milletvekili transfer edip, teşkilatı küstürme tehlikesi de var. Yıllarca parti için çaba gösterip, milletvekili adaylığını düşleyen bir arkadaşımızın önünü, bir başka kişiyi koyup kesmemek de lazım..." Özetle, milletvekilliğinden istifa kolay, ancak partiler açısından almak zor...
Onursal Başkan'ın işareti CHP'deki tablo ise daha farklı. CHP'den istifayı düşünenlerle birlikte, parti kurma çalışması içinde olan Celal Doğan da dahil birçok kişinin son dönemde kapısını çaldığı bir kişi var: CHP Onursal Genel Başkanı Erdal İnönü... İnönü'nün kapısını çalanlara işaret ettiği yer ise Murat Karayalçın'ın liderliğindeki SHP... Arkadaşlarına aktardığına göre Karayalçın geçen hafta bir araya geldiği İnönü'ye şu teklifi götürmüş: "Ben Genel Başkanlık'tan hemen çekileyim, SHP'nin liderliğine siz geçin. Sizin önderliğinizde toparlanalım..." Erdal İnönü, öneri karşısında kesin bir tavır ortaya koymamış. Ancak, kendisini arayıp görüş soranlarla birlikte, parti kurma çabasında olan Celal Doğan'a da dünkü görüşmelerinde dile getirdiği gibi şu tavsiyede bulunmuş: "SHP'de bütünleşin, kendi içinizden bir lider çıkarırsınız..." Celal Doğan, dünkü sohbetimizde şunları söyledi: "Bizim aradığımız geçmiş siyasi görüşüne bakmadan, bütün kesimleri kucaklayıp, Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulacak yeni bir siyasi oluşum. Mevcut bir parti değil..." CHP'den ayrılmayı düşünen milletvekillerinden bazılarının görüşü de bu yönde. Yani, mevcut bir parti yerine, geçmişte CHP'den kopup bir araya gelemeyenleri de toparlayacak yeni bir çatı örgütü kurmak... Bu teoriyi ortaya koyanların, nasıl bir örgütlenme yapısı içinde olacakları sorusuna verdikleri yanıt ise birbirinin zıddı noktada. Karayalçın'ın söylediği gibi; "Sosyal demokratların 25 yıldır sürdürdüğü, hangi partide toplanalım, kimin önderliğinde olalım?" tartışması aşılamıyor.
Siyasi partiler ve seçim.. Sorunun temelinde siyasi partiler ve seçim yasaları yatıyor... Her ne kadar SHP'nin de arasında bulunduğu bazı partiler, tüzük ve programını, "Genel merkez sultası ve delege hakimiyetine son veren" şekilde düzenlemiş olsa da yasalarda buna ilişkin düzenleme henüz gerçekleşmiş değil. Geçmişte de gündeme getirilen Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik önerisi, AKP'den ayrılıp yeni bir oluşum için yola çıkan Isparta Milletvekili Erkan Mumcu tarafından önceki gün tartışmaya açıldı. TBMM'de iki hafta önce gerçekleşen toplantıda da, başta Meclis Başkanı Bülent Arınç olmak üzere bütün katılımcılar, iki yasada bu dönem değişiklik yapılması görüşünde birleşmişti. Buna rağmen Meclis'te şu an bu konuda bir hazırlık görülmüyor. Durum böyle olunca, her dönemde yaşanan transferler ve yeni çatı arayışlarının sonu da gelmiyor.
|