|
|
'Erozyon Dede'nin fidanları
Özellikle büyük kentlerimizde kapkaç, gasp, hırsızlık olayları yoğunluk gösterirken malı çalınanlar arasında üzüntü belirtisi göstermeyen tek kişi, TEMA Vakfı'nın Onursal Başkanı Hayrettin Karaca oldu. Yalova'nın Samanlı köyündeki arberatumundan fidanlarını çalan hırsızlar için Karaca, "Yeter ki, çaldıkları fidanlara bir yere diksinler, onlar benim ağaçlarım olarak yeşerir" dedi. Karaca'yı seksenli yılların ortalarında, daha TEMA Vakfı'nı kurmadan önce tanıdım. Adını taşıyan arberatumu henüz kurmak üzereydi. Sanırım Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde bir konferans vermiş, ülkenin çölleşmesi ve erozyon üzerinde durmuştu. Sürekli olarak "erozyon"u gündeme getirmek istiyordu. O zaman çalıştığım Cumhuriyet gazetesi için oldukça kapsamlı bir konuşma yapmak için Samanlı köyüne gitmiştim. Belki de Karaca ile yapılan ilk konuşma idi bu... Karaca, arberatumun girişinde küçük bir odada misafir etmişti beni. Bugün, o konuşmadan iki olay kalmış aklımda... Biri, "Eskiden" demişti, "Anadolu kentlerinde tren istasyonları kent dışındadır. Kent ile istasyonu bağlayan caddeler, ki çoğuna 'İstasyon Caddesi' denir, kestane ağaçlarıyla süslü idi. Ağaçlar, kestanelerini döktüğü için çoğu kesildi. Oysa ben, bu ağaçları aşıladım. Şimdi kestanelerini dökmüyorlar ve isteyen belediyeye bunları ücretsiz vermeye razıyım." Bu çağrısına ne yanıt geldi, bilemiyorum. Asıl ilginci, ikinci olaydı. Karaca ile küçük odada konuşurken, bir ara fotoğrafçı arkadaşım "Hocam, sigara içebilir miyim?" diye sormuştu. Kendisi sigara içmese de hiç tereddütsüz, "İçebilirsin" demişti. Arkadaşım, utana sıkıla bir sigara yakmıştı. Konuşma bittikten sonra, dışarı çıkıldı. Karaca, her ağaca bir plaka asmış, yaşını ve cinsini gösteren... Ağaçlar arasında dolaşıyoruz. Bu kez arkadaşım, artık açık havadayız ya, gönül rahatlığıyla bir sigara yakmak üzereyken, Karaca birden konuşmanın perdesini indirmişti. "Bak" demişti, "evde beni zehirledin, ama burada, bu ağaçları zehirleyemezsin." Şimdi, böylesine ağaç sevgisi olan birinin fidanlarını çalan her kimse, herhalde çaldıklarını ateşe kurban vermeyip dağ başı da olsa yaşamaları için toprakla kucaklaşmalarını sağlayacaktır. Böyle bir sevgi ihanete gelmez çünkü...
|