Topbaş da, Erzen de doğru söylemiyor
Bakırköy'de yaşanan 'devasa tuzak' felaketi aslında beklenen bir sondu. Bu nedenle Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de doğru söylemiyorlar. Çünkü, bu tuzakla başından beri hiç ilgilenmediler. Bırakın ilgilenmeyi defalarca yazdığım halde 'Bu adam ne yazıyor?' diye dönüp bakmadılar bile. Şimdi ikisi de yan yana gelip, 'Biz uyardık' yalanını söylüyorlar. Uyarmadılar ve aksine göz yumdular. Nasıl mı? Daha işin başında, yani seçildikleri 28 Mart günü göreve geldiklerinde kucaklarında buldukları bu inşaat ruhsatını hiç sorgulamadılar. Buraya yaklaşık 15 yıldır ruhsat verilmiyordu. Nedense ve nasıl olduysa seçimlere 13 gün kala yani 15 Mart 2004'te ruhsat verildi. Seçimlere gidilirken ruhsat verilen yere iki başkan da dönüp bakmadı. Bakmadılar çünkü, bu işin arkasında Gümüşhaneli müteahhitler vardı. O müteahhitler ki, yıllardır Florya ve Yeşilköy gibi önemli bölgeleri pervasızca kaçak yapılarla donattılar. Kimse de sesini çıkaramadı. Neden? Bu nedenin cevabı müteahhitlerin iktidardaki AK Parti ve muhalefetteki CHP içindeki önemli ilişkilerinde saklı... Bu ilişkileri de ayrıntılarıyla ele alacağız. Ayrıca daha o alana kazma vurulmadan Ataköy 1. Kısım A bloklarının çevresinde 40 yıllık onlarca ağaç katledilirken, Büyükşehir Belediyesi de, Bakırköy Belediyesi de kılını bile kıpırdatmadı. Ağaç kesimini kameramla görüntülerken, çalışanların sözlü ve fiziki saldırısına uğradım. Yetmedi, inşaat alanı hızlı bir şekilde kazıldığı sırada binaların kanalizasyon sistemi patladı, insanların yaşamı tehlikeye girdi. Kimse umursamadı. Kazı sırasında elektrik hatları kopartıldı, iki blok karanlığa gömüldü. Yine kimse sesini çıkarmadı. 40 metrelik devasa inşaat çukurundan çıkan sular sokaklara boşaltıldı. Dahası, bu olanları köşemde 'İstanbul sahipsiz mi?' başlıklı yazımda yazdım. Sahipsiz olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. O günleri Ateş Ünal Erzen ve Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürü Mehmet Şimşek Deniz iyi hatırlayacaklardır. Her ikisi de 'Biz sorumlu değiliz' demişlerdi. Gelelim Topbaş ve Erzen'in TV kameraları karşısında İstanbullular'a söyledikleri, 'Biz uyardık' yalanına. Ben bir gazeteci olarak inanın pes ettim. Gece çalışmaları konusunda başvurmadığım insan kalmadı. O bölgede oturanlar aylarca uyuyamadı. Çocukları olanlar yakınlarının evine taşındı. Fakslarla yetkililere bu durum iletildi. Böyle bir şehir olabilir mi? Hani şehir kültürü, hani insan hakları? Hepsi yalan! Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'le bu konuyu birkaç kez konuştum. Her defasında 'Doğru söylüyorsunuz, olmaması gerekir' dedi, ama hiçbir şey yapmadı. Sonunda işin sahibi Uzman İnşaat'ın patronu Selahattin Özgönül'e bu konuyu sordum, çok açık konuştu: "Biz çalışacağız kardeşim. Ruhsatımız var. Sizin oturduğunuz evler yapılırken biz rahatsız olmadık mı? Ayrıca kesilen ağaç dediğiniz, üç beş tane 'ossuruk' ağacı." Özgönül'ü böyle rahat konuşturan güç neydi? Hani uyarmıştınız? O çevrede oturan yüzlerce insan aylardır deprem korkusundan daha beter bir korkuyla yaşıyor. Ama ne yazık ki bu şehri yönetenler bir avuç 'kaçak inşaatçı' karşısında susmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Sonra da kalkıp bu şehri 'Dünyanın turizm başkenti' yapacağız diyorlar. Ayıp, gerçekten çok ayıp... Fişekhane Caddesi'nde bulunan 7 bina boşaltıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi açıklama yapıyor: "Söz konusu inşaat ruhsatı için UKOME kararı alınmadığı, imar planlarına işlenmediği anlaşıldı. Bu nedenle yapı firması hakkında suç duyurusunda bulunacağız." Bu açıkça bir sorumsuzluk örneğidir. Peki Sayın Topbaş, 11 aydır görevdesiniz niçin bunları yapmadınız? Bir haftasonu gelip buradaki trafiği gördünüz mü? Tehlikesi bir yana, bu yapının bu şehre nasıl bir yük getirdiğini hiç düşündünüz mü? Defalarca yazdım, geçmişin yanlışlıkları üzerine politika yapacağınıza, şimdi olanlara bakın. Bari bunları durdurun. Bir 'son nokta' koyun. İstanbul gerçekten sahipsiz. Gerçeği görmeniz için illa böyle bir çöküntünün olması mı gerekiyordu? Bu şehirde, insanlar ölmeden, öldürülmeden, felaketlere maruz kalmadan, rahatsız edilmeden yaşatılamaz mı? Ben merak ediyorum, neden soruşturma sadece o yapıyı yapan firmaya açıldı? İzin verenlere, denetlemeyenlere ne yapılacak? Bugün, sizler hakkında soruşturma açacak kimse çıkmayabilir, ama unutmayın bu şehrin vicdanı bir gün sizden hesap soracak.
|