| |
|
|
Golan... deprem bölgesi gibi
Şam'dan bir saat kadar "Güney'e doğru" gittik. "Birleşmiş Milletler'in kontrol noktalarından" geçtik. Karşımıza "yakılmış, yıkılmış... Sanki 9 şiddetinde bir depremle, yerle bir edilmiş bir kent" çıktı: Kunetra. Burası "Golan bölgesinin" başkenti. Terk edilmiş.
Biz "Golan tepeleri" diyoruz. Suriyeliler "Golan bölgesi" diyorlar. 1.862 kilometrekare büyüklüğünde bir bölge. Suriye'nin en yüksek dağı (Şeyh) bu bölgede, (2.814 metre). Bölgenin bir bölümü oldukça yüksek, bir kısmı ise "denizden 217 metre aşağıda." Golan, Suriye'nin en çok yağış alan yeri. "En verimli" bölgesi.
"Savaştan, işgalden" sonra, bölge halkı Suriye'nin değişik yerlerine göçmüş. Büyük kentlerin varoşlarına. 60 bin kişi "ateşkes bölgesinde" yaşıyor. 30 bin Suriyeli ise hala "işgal altındaki köylerde." "İsrail kimliği almayarak" yaşamlarını sürdürüyor, hala direniyorlar.
Suriyeliler "500 bin kişinin yerinden, yurdundan edildiğini" söylüyorlar. Bu bölgede sadece "İsrail düşmanlığı" değil, "ABD düşmanlığı da" çok ileri boyutta. Bir gün kalıcı barış sağlansa bile, Golan insanlarının "yüreklerini yumuşatmak çok zor." "Acı" içindeler, "yoksulluk" içindeler.
Golan'a giden yollarda, ateşkes bölgesinde, Birleşmiş Milletler kontrol noktalarında "Suriyeli askerler" gördük. İçlerinde "düzgün giyimliler" de vardı. Ayağında terlik, elinde makineli tüfek, üstünde kazakla dolaşanlar da. Ellerinde sigara, yaka açık. "Böyle asker... Böyle askerlik" olur mu? "Bunların", İsrail karşısında neden "dökülüverdikleri... Teslim oluverdikleri" anlaşılıyor. Ama "bu durumun, böyle devam edemeyeceği" de açık. Bu coğrafyanın "barışa ihtiyacı var." Barış süreci geciktikçe, düşmanlık da keskinleşiyor.
|